şahıs |
~ Ar şaχṣ شَخْص [#şχṣ faˁl ] kişi, birey, belli bir kişi < Ar şaχaṣa شَخَصَ dikildi, ayağa kalktı |
|
şahika |
< Ar şāhiḳ شاهق [#şhḳ fāˁil fa.] zirve, uç, özellikle dağ zirvesi < Ar şahaḳa شهق sonuna veya ucuna vardı |
|
şahin |
~ Fa şāhīn شاهين bir yırtıcı kuş ≈ Ave saēna a.a. ≈ Sans śyena श्येन kartal veya şahin |
|
şahit |
~ Ar şāhid شاهد [#şhd fāˁil fa.] tanık < Ar şahida شَهِدَ tanıklık etti |
|
şahmaran |
~ Fa şāh-i mārān شاه ماران yılanlar padişahı § Fa şāh شاه hükümdar + Fa mārān ماران [çoğ.] yılanlar < Fa mār مار yılan +an3 |
|
şahmerdan |
~ Fa şāh-i mardān شاهمردان yiğitler şahı, Hz. Ali'nin ünvanı |
|
şahnişin |
~ Fa şāh nişīn شاه نشين «şah tahtı», manzaralı teras veya cumba § Fa şāh شاه kral + Fa nişīn نشين oturan, oturak < Fa nişastan, nişīn- نشستن, نشين oturmak |
|
şahrem |
<< Ar şarḥa(t) شرحة [#şrḥ faˁla(t) mr.] dilim, yarık < Ar şaraḥa شرح yardı, açtı |
|
şahtere |
~ Fa şāhtare شاهتره şifalı bir ot, fumaria oficinalis |
|
şaibe |
~ Ar şāˀiba(t) شائبة [#şwb fāˁila(t) fa. fem.] leke, bulanıklık, karışıklık, kusur < Ar şāba شاب karıştırdı, kirletti, lekeledi |
|
şair |
~ Ar şāˁir شاعر [#şˁr fāˁil fa.] özel bir anlama yeteneğine sahip olan, şiir yapan < Ar şaˁara شَعَرَ şiir etti |
|