öğür |
<< ETü ögür evcil hayvan sürüsü |
|
öğür|mek |
<< TTü ögür- bağırmak, böğürmek < onom +kIr- |
|
öğüt |
<< ETü öt/ögüt akıl, fikir, nasihat <? ETü ö- düşünmek, anlamak +Ut |
|
öğüt|mek |
<< ETü ögit- öğüttürmek < ETü ögi- öğütmek, toz haline getirmek +It- |
|
ökaliptüs |
~ YLat eucalyptus Avustralya kökenli bir ağaç ☼ (İlk kullanım: 1788 L'Héritier, Fr. botanikçi.) ~ EYun eukályptos ευκάλυπτος iyi korunmuş § EYun eû εῦ iyi + EYun kalýptō καλύπτω saklamak, kapatmak |
|
ökçe |
Çağ: [ Nasırüddin Rabguzi, Kısasü'l-Enbiya, 1310] << OTü ökçe topuk, ayağın arka ucu < OTü *ök geri, arka +çA Not: Bağımsız sözcük olarak ök kaydedilmemiştir, ancak karş. ÇTü, KTü ökünmek "peşiman olmak". • Moğ ösügey "topuk" biçimi Tü *öşke eşdeğeridir. 09.08.2020 |
|
ökse |
~ Yun iksía ιξία 1. asalak bir bitki, viscum album, 2. bu bitkiden elde edilen yapışkan madde < EYun iksós ιξός a.a. << HAvr *weiks- a.a. |
|
öksür|mek |
<< OTü öskür- öksürmek < onom +kIr- |
|
öksüz |
<< ETü ögsiz 1. akılsız, 2. annesiz < ETü ög 1. akıl, 2. anne +sIz |
|
öküz |
<< ETü öküz sığır, özellikle iğdiş edilmiş sığır ≈ Moğ üker a.a. |
|
öl |
<< ETü öl nem, nemli |
|