şedit |
~ Ar şadīd شديد [#şdd faˁīl sf.] sert, katı, pek < Ar şadda شدّ sert idi |
|
şef |
~ Fr chef baş, reis << OLat *capo baş ≈ Lat caput, capit- baş |
|
şefaat |
~ Ar şafāˁa(t) شَفاعة [#şfˁ faˁāla(t) msd.] kefil olma, birinin ceremesini veya azatlık bedelini üstlenme < Ar şafaˁa شَفَعَ çift koştu, ikiledi |
|
şeffaf |
~ Ar şaffāf شفّاف [#şff faˁˁāl mesl.] çok ince ve ışık geçiren (kumaş, tül) < Ar şaffa شفّ şeffaf idi |
|
şefkat |
~ Ar şafḳa(t) شَفْقة [#şfḳ faˁla(t) msd.] merhamet, esirgeme, kayırma < Ar şafaḳa شَفَقَ kıstı, kıskandı, kaygılandı |
|
şeftali |
[ Codex Cumanicus, 1303] ~ Fa şaftālū شفت آلو şeftali § Fa şaft شفت kaba, kalın + Fa ālū آلو erik cinsi meyvelerin genel adı → alıç Not: Men sf. I.923 s.v. buse, şeftālü sözcüğünün "öpücük, buse" anlamında kullanıldığını belirtir. • Fr pêche, İng peach, Alm Pfirsich "şeftali" sözcükleri ilk kez 6. yy'da kaydedilen OLat persica veya persicus "Fars elması" biçiminden türerler (DuCL sf. 6:282). 10.12.2015 |
|
şehadet |
~ Ar şahāda(t) شَهادة [#şhd faˁāla(t) msd.] şahitlik, şehitlik < Ar şahida شَهِدَ tanıklık etti, mahkemede yemin etti, kelime-i şehadet getirdi |
|
şehbender |
~ Fa şahbandar شه بندر «kral limanı», gümrük, gümrükçü § Fa şah شه/شاه şah + Fa bandar بندر liman |
|
şehinşah |
~ Fa şahinşāh شهنشاه krallar kralı, İran hükümdarlarının sıfatı << EFa χşāyathiyānam χşāyathiya- a.a. |
|
şehir1 |
~ Fa/OFa şahr شهر il, memleket, kent << EFa χşathra- krallık, devlet |
|
şehir2 |
~ Ar şahīr شهير [#şhr faˁīl sf.] tanınan, tanınmış, meşhur < Ar şahara شهر belirdi, tanındı |
|