şeffaf |
~ Ar şaffāf شفّاف [#şff faˁˁāl mesl.] çok ince ve ışık geçiren (kumaş, tül) < Ar şaffa شفّ şeffaf idi |
|
şefkat |
~ Ar şafḳa(t) شَفْقة [#şfḳ faˁla(t) msd.] merhamet, esirgeme, kayırma < Ar şafaḳa شَفَقَ kıstı, kıskandı, kaygılandı |
|
şeftali |
~ Fa şaftālū شفت آلو şeftali § Fa şaft شفت kaba, kalın + Fa ālū آلو erik cinsi meyvelerin genel adı |
|
şehadet |
~ Ar şahāda(t) شَهادة [#şhd faˁāla(t) msd.] şahitlik, şehitlik < Ar şahida شَهِدَ tanıklık etti, mahkemede yemin etti, kelime-i şehadet getirdi |
|
şehbender |
~ Fa şahbandar شه بندر «kral limanı», gümrük, gümrükçü § Fa şah شه/شاه şah + Fa bandar بندر liman |
|
şehinşah |
[ anon., Tezkiretü'l-Evliya terc., 1341] ~ Fa şahinşāh شهنشاه krallar kralı, İran hükümdarlarının sıfatı << EFa χşāyathiyānam χşāyathiya- a.a. → şah1 22.09.2017 |
|
şehir1 |
~ Fa/OFa şahr شهر il, memleket, kent << EFa χşathra- krallık, devlet |
|
şehir2 |
~ Ar şahīr شهير [#şhr faˁīl sf.] tanınan, tanınmış, meşhur < Ar şahara شهر belirdi, tanındı |
|
şehir3 |
~ Ar şahr شهر [#şhr faˁl msd.] 1. belirme, 2. yeni ayın belirmesi, ayın ilk günü, 3. takvim birimi olarak ay < Ar şahara شهر belirdi |
|
şehit |
~ Ar şahīd شهيد [#şhd faˁīl sf.] tanık, din uğruna ölen kişi ~ Aram sāhədā סהדא [#shd] tanık, İsa'ya tanıklık eden, din fedaisi < Aram səhad סהד tanık olmak, tanıklık etmek |
|
şehla |
~ Ar şahlāˀ شهلاء [#şhl faˁlā sf. fem.] siyaha çalan mavi gözlü kadın < Ar aşhal أشهل [afˁal sf.] siyaha yakın mavi renk |
|