tersane |
~ İt tersanà gemi imalathanesi ~ Ar dāru'ṣ-ṣanˁa(t) دار الصناعة yapım evi, her çeşit imalathane, fabrika |
|
tertip |
~ Ar tartīb ترتيب [#rtb tafˁīl II msd.] dizme, sıralama, düzen < Ar rattaba رتب [II f.] dizdi, sıraladı |
|
terviç |
~ Ar tarwīc ترويج [#rwc II msd.] revaç buldurmak, geçer kılmak < Ar rāca راج geçerli idi |
|
terzi |
~ Fa darzī درزى dikici, terzi (< Fa darz درز dikiş +ī ) << OFa darzīk terzi |
|
tesadüf |
~ Ar taṣāduf تصادف [#ṣdf tafāˁul VI msd.] buluşma, çakışma < Ar ṣadafa صدف buluştu, çakıştı |
|
tesanüt |
[ Meninski, Thesaurus, 1680] ~ Ar tasānud تساند [#snd tafāˁul VI msd.] bir şeye veya birine dayanma < Ar sanada سند dayandı → senet Not: Arapça "bir şeye dayanma" anlamına gelen ve Osmanlıcada ender görülen bir kelime iken Ziya Gökalp tarafından Fr solidarité karşılığı olarak tedavüle sokulmuştur. Benzer sözcükler: tesanütçülük 12.11.2014 |
|
tescil |
~ Ar tascīl تسجيل [#scl tafˁīl II msd.] deftere kaydetme, özellikle kadı hüküm defterine kaydetme < Ar sicill سجلّ defter |
|
teselli |
~ Ar tasallī/tasallā تسلّي [#slw tafaˁˁul V msd.] unutturma, gönlünü alma < Ar salā unuttu, aklından çıkardı |
|
tesellüm |
~ Ar tasallum تسلّم [#slm tafaˁˁul V msd.] verilen bir şeyi teslim alma < Ar salima سلم emin idi |
|
teselsül |
~ Ar tasalsul تسلسل [#sl tafaˁfuˁ q. II msd.] zincirlenme < Ar silsila(t) سلسلة zincir |
|
tesettür |
~ Ar tasattur تستّر [#str tafaˁˁul V msd.] örtünme < Ar satara سَتَرَ örttü |
|