aguş |
~ Fa āġuş آغش sarmalama, kucaklama, kucak, belek < Fa āġaştan آغشتن sarmalamak, bulamak, bulaştırmak, belemek |
|
ağ|mak |
<< ETü aġ- yukarı kalkmak, çıkmak, yükselmek |
|
ağ1 |
<< ETü aġ tuzak ≈? ETü av balık ve başka hayvan yakalamak |
|
ağ2 |
<< ETü aġ/aŋ ayrım, ayrık, iki bacağın veya iki parmağın arası |
|
ağa |
≈ Moğ aḳa ağabey, saygı unvanı ~ Ar aχ, aχī أخ erkek kardeş, saygı hitabı |
|
ağabey | ||
ağaç |
<< ETü yıġaç ağaç |
|
ağar|mak |
<< OTü ağar- beyazlaşmak, (mec.) ihtiyarlamak < ETü ak beyaz +Ar- |
|
ağda |
<< TTü ˁaḳīde (şekeri) عقيدة koyulaştırılmış pekmez |
|
ağı |
<< ETü aġu zehir |
|
ağıl |
<< ETü aġıl hayvan barınağı, çitle çevrili alan |
|