acar |
~ Ar aˁcar أعجَر [#ˁcr afˁal sf.] kaba, şişman, iri, güçlü < Ar ˁacara عَجَرَ kabardı, şişti |
|
acayip |
< Ar min al-ˁacāˀib من العجائب tuhaf şeylerden (biri) < Ar ˁacāˀib عجائب [#ˁcb faˁāˀil çoğ.] tuhaf şeyler < Ar ˁacība(t) عجيبة [faˁīlā(t) t.] tuhaf şey, hilkat garibesi |
|
acele |
~ Ar ˁacala(t)/ˁacila(t) عَجَِلة [#ˁcl faˁala(t) msd.] ivme, evecenlik < Ar ˁacila عَجِلَ acele etti |
|
acem |
~ Ar aˁcam أعجم [#ˁcm] Arapça bilmeyen, barbar, özellikle İranlı < Ar ˁacuma عَجُمَ dilsiz idi, konuşma özürlü idi, Arapçası kıt idi |
|
acente |
~ İt agente başkası adına iş yapan, vekil << Lat agens, agent- 1. yapan, eyleyen, iş gören, 2. vekil < Lat agere, act- yapmak, etmek +ent° |
|
acep |
"tuhaf" [ Kutadgu Bilig, 1069] ~ Ar ˁacab عجب [#ˁcb faˁal ] şaşkınlık, hayret < Ar ˁaciba عجب şaşırdı, hayret etti Not: Zarf olarak kullanımı halk diline özgü olup yakın dönemde genel dile girmiştir. 23.11.2019 |
|
aceze |
~ Ar ˁacaza(t) عجزة [#ˁcz faˁala(t) çoğ.] acizler, düşkünler < Ar ˁacīz عجيز [faˁīl t.] |
|
acı |
<< ETü açıġ 1. acı tad, 2. ağrı, sancı < ETü açı- acımak +I(g) |
|
acı|mak |
<< ETü açı- 1. acılaşmak, ekşimek, 2. canı yanmak |
|
acık|mak |
<< ETü açık- acıkmak < ETü āç- a.a. +Ik- |
|
acil |
~ Ar ˁācil عاجل [#ˁcl fāˁil fa.] acele eden < Ar ˁacala عجل acele etti |
|