aerodrom |
~ İng aerodrome havaalanı |
|
aerosol |
~ İng aerosol a.a. ☼ (İlk kullanım: 1926 Erik Rotheim, Norv. mühendis.) § Lat aer hava + Lat solutio eriyik |
|
af |
~ Ar ˁafw عفو [#ˁfw faˁl msd.] (günah veya kusuru) silme, affetme < Ar ˁafā عفا sildi, affetti |
|
afacan |
< ? |
|
afaki |
< Ar āfāḳ آفاق [#Afḳ afˁāl çoğ.] 1. ufuklar, evren, dünya, 2. felsefede enfüs zıddı, dış dünya, objektif alem +ī < Ar ufḳ افق [t.] ufuk |
|
afalla|mak |
"şaşkınlaşmak, sersemlemek" [ Cumhuriyet - gazete, 1936] < onom afal afal/aval aval şaşkınlık belirten bir deyim +lA- Not: Cumhuriyet döneminde Anadolu ağızlarından yazı diline aktarılmıştır. Benzer sözcükler: afallatmak 19.11.2014 |
|
afazi |
~ Fr aphasie konuşma yeteneğini yitirme, konuşamama ~ EYun aphasía αφασία a.a. < EYun a(n)+ phēmí, phā- φημί, φα- konuşmak, söylemek << HAvr *bʰeh₂-¹ (*bʰā-) söylemek |
|
aferin |
~ Fa āfirīn آفرين övgü, kutsama, alkış << OFa āfrīn a.a. < OFa āfrītan, āfrīn- 1. övmek, kutsamak, 2. yaratmak |
|
aferist |
~ Fr affairiste fırsatçı iş adamı < Fr affaire iş güç, proje +ist° < Fr à faire yapacak şey < Fr à+ faire yapmak, etmek << Lat facere a.a. |
|
afet |
~ Ar āfa(t) آفة [#Awf faˁla(t) mr.] bela, felaket, salgın hastalık |
|
afif |
~ Ar ˁafīf عفيف [#ˁff faˁīl sf.] iffetli, temiz ahlak sahibi < Ar ˁaffa عفّ kaçındı, utandı |
|