alavere dalavere |
< TTü ala vere |
|
alay |
<< OYun alágion αλάγιον lejyonu oluşturan askeri birliklerin her biri ~ Lat ala 1. kanat, 2. legio'dan küçük askeri birim, alay << ALat *axla koltuk, kürek kemiği |
|
alayiş |
~ Fa ālāyiş آلايش bulaşma, bulaşıklık, yozlaşma < Fa ālūdan, ālāy- آلودن, آلاى bulaşmak +iş |
|
alaz |
≈ TTü yalabız/yalaz alev, parıltı |
|
alazalik |
~ Ar ˁalā ḏāliki عَلَى ذٰلك bunun üzerine, bu yüzden |
|
albatros |
[ Ahmed Hamdi, Lugat-i Ecnebiye, 1909] ~ Fr albatros bir tür deniz kuşu ~ Port alcatraz balıkçıl kuşu, pelikan ~? Ar al-ġaṭṭās الغطّاس [#ġṭs faˁˁāl mesl.] dalgıç 04.08.2020 |
|
albay |
< TTü alay beyi |
|
albeni |
<< TTü al beni |
|
albız |
~ Ar iblīs إبليس şeytan |
|
albinos |
~ Fr albinos doğuştan saçları ak olan < Lat albus beyaz << HAvr *h₂elbʰ- (*albʰ-) a.a. |
|
albüm |
~ Fr album boş yapraklardan oluşan kitap, ciltli defter ~ Lat album [n.] beyaz şey, beyaz kâğıt, boş sayfa < Lat albus beyaz |
|