alık |
<< TTü aluk/alnuk aciz, gafil < TTü al- yenmek, galebe etmek +Uk |
|
alın |
<< ETü alın başın ön üst kısmı |
|
alın|mak |
<< ETü alın- kendine almak < ETü al- +In- |
|
alış|mak |
<< ETü alış- birlikte almak, alıp vermek < ETü al- almak, edinmek +Iş- |
|
ali |
~ Ar ˁāli عالٍ [#ˁlw fāˁil fa.] yüksek, üstün, yüce < Ar ˁalā عَلَا yüksek idi, yükseldi |
|
alias |
"nam-ı diğer" [ Hürriyet - gazete, 2003] ~ İng alias 1. namı diğer, takma isim, 2. dijitalize edilmiş görüntü veya sesin aslından farklı görünmesi ~ Lat alias başka türlü (zarf) < Lat alius başka (sıfat) << HAvr *h₂el- (*al-) öte, başka Not: Karş. Lat alius "başka", alibi "başka yerde", alienus "yabancı", alter "başkası". Yun állos "başka, diğer" ve İng else "başka" eşkökenlidir. Benzer sözcükler: antialias Bu maddeye gönderenler: alegori (alerji, alotropi, paralaks, paralel), alibi, alternatif (alternatör, altruizm, ültra) 13.03.2013 |
|
alibi |
~ İng alibi suç zanlısının suç yerinde olmadığına dair kanıt ~ Lat alibi başka yerde < Lat alius başka, diğer |
|
alicenap |
§ Ar ˁāli عالٍ yüksek + Ar canāb جَناب kat, nezd, hazret |
|
alicengiz |
< Ar āl آل aile, sülale (< Ar āla آل döndü, geri geldi ) |
|
alil |
~ Ar ˁalīl عليل [#ˁll faˁīl sf.] arızalı, hasta < Ar ˁalla عَلَّ bozuldu, kusurlu idi |
|
alim |
~ Ar ˁālim عالِم [#ˁlm fāˁil fa.] ilim sahibi, bilen, bilgin < Ar ˁalama عَلَمَ bildi |
|