alicenap |
§ Ar ˁāli عالٍ yüksek + Ar canāb جَناب kat, nezd, hazret |
|
alicengiz |
< Ar āl آل aile, sülale (< Ar āla آل döndü, geri geldi ) |
|
alil |
~ Ar ˁalīl عليل [#ˁll faˁīl sf.] arızalı, hasta < Ar ˁalla عَلَّ bozuldu, kusurlu idi |
|
alim |
~ Ar ˁālim عالِم [#ˁlm fāˁil fa.] ilim sahibi, bilen, bilgin < Ar ˁalama عَلَمَ bildi |
|
alimallah |
~ Ar ˁalama Allāhu Allah bilir § Ar ˁalama علم bildi + Ar Allāh الله |
|
alinazik |
[ Milliyet - gazete, 1984] ~ Ar ˁala'n-naizak عل النيزك şişte pişirilen yemek, şiş kebap < Ar naizak نَيْزَك şiş, mızrak ~ OFa nīzag a.a. Not: Antep yerel mutfağında öteden beri alenazik olarak tanınan yemek, 1980'lerde Türkiye çapında alinazik adıyla yaygınlık kazandı. 14.11.2019 |
|
aliterasyon |
~ Fr allitération ses benzeşmesi, aynı sesi içeren sözcüklerle yapılan söz sanatı < Lat ad+ littera harf |
|
alizarin |
~ Fr alizarine kırmızı kök boya ☼ (İlk kullanım: y. 1830 Robiquet, Fr. kimyacı.) < Fr alizari kök boya hammaddesi +in° ~ Ar al-ˁuṣāra(t) العصارة öz suyu, usare |
|
alize |
~ Fr alizé tropik bölgelerde esen bir mevsim rüzgârı < Fr à+ lis yumuşak, uygun (rüzgâr) |
|
alkali |
~ Fr/İng alkali bir kimya terimi ~ Ar al-ḳalī القلى [#ḳlw] kostik soda, sodyum hidroksit < Ar ḳalā قلا yaktı, kızarttı |
|
alkış |
<< ETü alkış övgü, kutsama < ETü alka- övmek, kutsamak +Iş <? ETü *alık meftun, tutkun? +(g)A- |
|