ama |
~ Ar ammā أمّا gelgelelim, maamafih (bağlaç) < Ar am أم fakat |
|
âmâ |
~ Ar aˁmāˀ أعماء [#ˁmy afˁal sf.] kör, gözleri görmeyen < Ar ˁamā عما kör idi, karanlık idi |
|
amaç |
<< ETü amac 1. saban demiri, 2. ok hedefi, nişangâh ≈ Fa āmāc a.a. (her iki anlamda) |
|
amade |
~ Fa āmāde آماده [pp.] gelmiş, hazır < Fa āmadan, āmāy- آمدن, آماى gelmek, varmak, olmak, hazır olmak +a << OFa āmatan gelmek |
|
amak |
~ Ar āmāḳ آماق [#mAḳ afˁāl çoğ.] pınarlar < Ar ˀumḳ أُمْق [t.] gözün iç köşesi, göz pınarı |
|
amal | ||
amalgam |
~ Fr amalgame / İng amalgam alaşım, özellikle civa alaşımı ~ OLat amalgama simyada civa alaşımı ~ Ar al-malġam الملغم alaşım, bulamaç, krem |
|
aman |
~ Ar amān أمان [#Amn faˁāl ] güvenlik, güvence < Ar amana أمن güvendi, inandı, emin idi |
|
amatör |
~ Fr amateur 1. seven, meraklı, 2. bir işi zevk için yapan ~ Lat amator seven < Lat amare sevmek +(t)or << HAvr *h₂em- (*am-) sevmek |
|
amazon |
~ Fr amazone 1. Yunan efsanesinde savaşçı kadınlar kavmi, 2. erkeksi veya savaşçı kadın ~ EYun amazōn αμαζων savaşçı kadınlar kavmi |
|
ambalaj |
~ Fr emballage paketleme, paket < Fr emballer [den.] paketlemek +age < Fr in+1 balle balya, top |
|