ankiloz |
~ Fr ankylose tıpta eklem kireçlenmesi ~ EYun ankýlōsis αγκύλωσις bükülme ☼ (İlk kullanım: MS 2. yy Galenus, Yun. tabip (y. 129 - y.200).) < EYun ankýlō αγκύλω kıvırmak, bükmek +osis ~ HAvr *h₂eng-ulo-s (*ang-ulo-s) a.a. |
|
ankraj |
~ Fr ancrage demirleme, çapa atma < Fr ancre gemi demiri, çapa +age << Lat ancora a.a. ~ EYun ánkyra άγκυρα a.a. << HAvr *h₂eng-ulo-s (*ang-ulo-s) bükük şey, kanca, çengel < HAvr *h₂eng- (*ang-) bükmek, kıvırmak |
|
anksiyete |
~ Fr anxiété sıkıntı, endişe, sebepsiz korku ~ Lat anxietas a.a. < Lat angere, anx- sıkmak, daraltmak, boğmak +itas |
|
anla|mak |
<< ETü-O aŋla- ayırt etmek, idrak etmek < ETü aŋ/aġ ayrım +lA- |
|
anlak |
< ETü/TTü aŋla- +Uk |
|
anlam |
[ Türk Dilini Tedkik Cemiyeti, Tarama Dergisi, 1934] < TTü anla- +Im → anla- Not: Besim Atalay'ın aktardığına göre Dil Devrimi döneminde Konya'nın "bazı köylerinden" derlenmiş sözcüktür (Bir Doçentin Türkçe Okutuşu ve Münakaşalarımız, 1940). Benzer sözcükler: anlamdaş, anlamlandırmak, anlamlı, anlamsız, anlamsızlaşmak, anlamsızlaştırmak 05.02.2018 |
|
anlat|mak |
< ETü aŋla- +It- |
|
anlatı |
< TTü anlat- +I(g) |
|
anne |
≈ TTü ana |
|
anofel |
~ Fr anophèle sıtmaya neden olan sivrisinek türü ~ EYun anophelḗs ανοφελής zayıflatan, kurutan ☼ (İlk kullanım: 1818 J. W. Meigen, Alm. biyolog.) < EYun a(n)+ ophelḗs οφελής < EYun ophéllō οφέλλω güçlendirmek, kan ve can vermek, beslemek, yaramak |
|
anomali |
~ Fr anomalie uyumsuzluk, sıra dışılık < EYun a(n)+ ʰomalós ὁμαλός bir örnek, tekdüze, sıradan, düzenli +ia < EYun ʰómos ὅμος aynı, eş, bir örnek |
|