ateş |
~ Fa ātaş آتش ateş << OFa ātarş/ātaş a.a. ~ Ave ātarş gen. āthrō a.a. < Ave ātar- yakmak, tutuşturmak << HAvr *h₂eh₁ter- (*āter-) a.a. |
|
ateşin |
~ Fa ātaşīn آتشين ateşli < Fa ātaş ateş +īn |
|
atıf |
~ Ar ˁaṭf عطف [#ˁṭf faˁl msd.] 1. (bir yöne) eğilme, meyletme, yöneltme, tevcih etme, 2. gramerde bağlaç veya tamlama < Ar ˁaṭafa عطف eğdi, büktü, yöneltti |
|
atıfet |
~ Ar ˁāṭifa(t) عاطفة [#ˁṭf fāˁila(t) fa. fem.] eğim, eğilim, ilgi ve kayırma < Ar ˁaṭafa عطف eğildi, yöneldi, meyletti |
|
atıl |
~ Ar ˁāṭil عاطل [#ˁṭl fāˁil fa.] boş, işsiz, hareketsiz |
|
atılgan | ||
atıştır|mak |
< TTü at- +IştIr- |
|
ati |
~ Ar āti آتٍ [#Aty fāˁil fa.] gelen, sonra gelen, gelecek < Ar atā أتا geldi |
|
atik |
~ Ar ˁatīḳ عتيق [#ˁtḳ faˁīl sf.] 1. eski, 2. sabık, azatlı köle < Ar ˁatiḳa عتق 1. eskidi, yaşlandı, 2. (köle) azat edildi |
|
atiye |
~ Ar ˁaṭīya(t) عطيّة [#ˁṭw faˁīla(t) sf. fem.] hediye, ödül < Ar ˁaṭā عطا verdi, hediye etti |
|
atkı |
< TTü at- +gU |
|