bağıntı |
< YTü bağın- bağlanmak +(In)tI |
|
bağır |
<< ETü baġır 1. karın, gövdenin iç boşluğu, 2. ak veya kara ciğer |
|
bağır|mak |
<< ETü-O bakır- bağırmak << ETü *barkır- < onom bar bağırma sesi +kIr- |
|
bağırsak |
<< ETü baġırsuk iç organlar < ETü baġır karın, gövdenin iç boşluğu +sUk |
|
bağırtlak |
<< ETü bağırlak kekliğe benzer bir kuş (sand grouse, pterocles) <? ETü bakır- bağırmak |
|
bağış |
YTü: [ Osmanlıcadan Türkçeye Cep Kılavuzu, 1935] < TTü bağışla- ihsan etmek < Fa baχş بخش ihsan, hediye → bağışla- Not: Farsça kökenli bağışla- fiilinin kökü olduğu varsayımıyla Dil Devrimi döneminde geri türetilmiştir. Benzer sözcükler: bağışçı 15.12.2014 |
|
bağışık |
< TTü bağışla- +Uk |
|
bağışla|mak |
<< ETü baġışla- ihsan etmek < Fa/OFa baχş ihsan, hediye +lA- |
|
baği |
~ Ar bāġi باغٍ [#bġy fāˁil fa.] zorba, zalim < Ar baġā بَغَا hakkı olmayana göz dikti, zorla aldı, zulmetti |
|
bağla|mak |
<< ETü baġla- a.a. < ETü baġ +lA- |
|
bağlaç |
< TTü bağla- +(g)Aç |
|