bencil |
< TTü ben +çIl |
|
bende |
~ Fa bande بنده [pp.] bağlanmış, bağlı, köle, kul << OFa bandag a.a. < OFa bastan, band- bağlamak +a << EFa/Ave band- a.a. |
|
bendir |
~ Ar (Mağr) bandir بندر 1. Mağrip müziğine özgü, keçi derisinden imal edilen geniş yüzeyli davul, 2. rezonans amacıyla bu davulun iç kısmına gerilen ip ≈ Fr timbre/tymbre (ortaçağ müziğinde) a.a. |
|
benek |
<< ETü benek tanecik, tahıl tanesi ≈ Fa banak 1. tahıl tanesi, çitlembik, 2. ciltte leke < ETü beŋ/meŋ 1. kuş yemi, 2. ciltte leke +Ak |
|
bengi |
<< ETü beŋgü/meŋgü ölümsüz, ebedi |
|
beniadem | ||
benimse|mek |
< TTü benim +sA- |
|
beniz |
≈ ETü meŋiz görünüş, suret, çehre |
|
benmari |
~ Fr bain-marie ateşle doğrudan temas ettirmeden, suya batırılan kap içinde pişirme << Lat balneum Mariae «Meryem banyosu», a.a. (simya terimi) § Lat balneum banyo + öz Maria Meryem (muhtemelen: Musa'nın kızkardeşi olup simya ilminin kurucusu sayılan Miriam) |
|
bent |
~ Fa band بند bağ, kuşak, su seddi, hapis < Fa/OFa bandan, bast- بستن, بند bağlamak << EFa/Ave band- a.a. << HAvr *bʰendʰ- bağlamak |
|
benze|mek |
≈ ETü meŋze- benzemek < ETü meŋiz görünüş +(g)A- |
|