berber |
~ İt barbièr/barbiere sakal traşı yapan kimse < İt barba sakal |
|
berberis |
~ YLat berberis bir süs bitkisi < ? |
|
berceste |
~ Fa barcaste برجسته [pp.] kabaran, sıçrayan, (mec.) öne çıkan < Fa barcastan برجستن yukarı sıçramak, kalkmak +a < Fa bar+ castan sıçramak, seğirmek |
|
berdel |
~ Kürd berdêl 1. değiştokuş, takas, 2. başlık parası yerine aynı aileden kız almak suretiyle yapılan takas § Kürd ber- üzerine, bir şeyin yerine (edat) + Kürd dêl değişme, bedel |
|
berdelacuz |
~ Ar bardu'l-ˁacuz بردالعجز kışın sonundaki en soğuk beş gün § Ar bard برد [#brd] soğuk + Ar ˁacuz عجز [#ˁcz] kıç, art, bir şeyin son bölümü, şiirde bir beytin son ayağı |
|
berdevam | ||
berduş |
~ Fa χāne bar dūş خانه بر دوش «evi omuzda», evsiz barksız kimse < Fa bar+ dūş/doş دوش/دوش omuz |
|
bere1 |
<< OTü-KT bere hafif yara ≈ ETü bez yara izi |
|
bere2 |
~ Fr béret düz tepeli kenarsız şapka ~ Prov berret [küç.] a.a. < OLat birrus bir tür külahlı cübbe, burnus |
|
bereket |
~ Ar baraka(t) بركة [#brk faˁala(t) msd.] Allah’ın verdiği nimet, bolluk, verimlilik ~ Aram bərākā/bərāktā ברכא/ברכתא 1. diz çökerek yapılan dua, 2. nimet, bolluk, verimlilik ≈ İbr bərakah ברכה a.a. < İbr berek ברך diz |
|
bergamot |
~ Fr bergamote 1. Anadolu kökenli bir tür kokulu armut, 2. İtalya'nın Calabria bölgesine özgü çok kokulu bir turunçgil, citrus bergamia ~ İt bergamotta a.a. ~ TTü beğ armudu |
|