beri2 |
~ Ar barī برىّ [#brA faˁīl sf.] kurtulmuş, aklanmış, muaf < Ar baraˀa برأ kurtuldu, aklandı |
|
beriberi |
~ Fr béribéri / İng beriberi tropik bölgelerde rastlanan bir hastalık < Sinhali beri yorgun, halsiz |
|
berilyum |
~ YLat beryllium parlak kristalleri olan bir element ☼ (İlk kullanım: 1828 Fr. Wöhler, Alm. kimyacı.) < Lat beryllus akuamarin veya zümrüt, genel olarak kristal +ium ~ EYun bḗryllos βήρυλλος a.a. (~ EFa *vilūrya a.a. ) ~? Sans vaiḍūrya वैडूर्य bir tür mücevher, kristal, kedigözü |
|
berim |
< YTü *ber- +Im |
|
berjer |
~ Fr bergère [fem.] 1. kadın çoban, 2. bir tür koltuk < Fr berger çoban, çoban köpeği |
|
berk1 |
ETü: [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073] ~ ETü bek/berk güçlü, muhkem, sağlam → pek Not: TTü kullanımdan düşmüş bir sözcük iken Dil Devrimi döneminde canlandırılmıştır. ETü bek (pek) biçimi ile birlikte, belki bir *be- > ber- (katılaştırmak? güçlendirmek?) fiilini düşündürür. Bu maddeye gönderenler: berkit- 22.07.2015 |
|
berk2 |
~ Ar barḳ بَرْق [#brḳ faˁl msd.] parıltı, şimşek < Ar baraḳa برق parladı, şimşek çaktı ≈ Aram bāraq בָרַק a.a. ≈ Akad barāqu a.a. |
|
berkelyum |
~ YLat berkelium yapay bir element ☼ (İlk kullanım: 1949 Glenn Seaborg v.d., Amer. fizikçiler.) < öz Berkeley Kaliforniya'da bir kent ve üniversite +ium |
|
berkemal |
~ Fa bar kamāl بركمال kemal ile, kusursuz halde < Ar bar+ kamāl كمال tamlık, kusursuzluk |
|
berkit|mek |
<< ETü berkit- sağlamlaştırmak, pekiştirmek < ETü berk +It- |
|
bermuda |
~ İng bermuda shorts bir tür uzun paçalı şort < öz Bermuda Atlantik'te bir ada < öz Juan de Bermudez İspanyol denizci ve kâşif |
|