bodoslama |
~ Yun podóstamo/podóstima ποδόσταμο/ποδόστημα geminin baş ve kıç ucundaki yatay direk (Kaynak: LF sf. §834.)§ EYun poús, pod- πούς, ποδ- ayak + EYun stḗma στήμα durma, duruş |
|
bodrum |
~? Yun *ipodrómos ὑποδρόμος yeraltı yolu § Yun ipó ὑπο alt, altta + Yun drómos δρόμος sokak, yol |
|
bodur |
≈ TTü < çoc |
|
body |
~ İng body gövde, vücut << Eİng bodig a.a. |
|
boğ|mak |
<< ETü boġ- sıkmak, boğazını sıkarak öldürmek |
|
boğa |
ETü: [ Orhun Yazıtları, 735] << ETü buka sığırın erkeği Not: Karş. ETü boġra/buġra "her hayvanın erkeği, özellikle erkek deve". Buna karşılık ESlav byku "boğa", Kelt bukko, Ave būza- "teke", İng buck "teke, erkek geyik" < HAvr *bhugo- "çift toynaklı hayvanların erkeği". Erken Türkçe ile Hintavrupa dilleri arasındaki iletişimin yönü ve mahiyeti açık değildir. 11.12.2015 |
|
boğaz |
<< ETü boġuz anatomide boğaz, her türlü dar geçit < ETü boġ- sıkmak, özellikle boğaz sıkmak +Uz |
|
boğum |
<< ETü boġım eklem < ETü boġ- +Im |
|
bohça |
< ETü boġ torba, bohça +çA |
|
bohem |
~ Fr bohéme Bohemyalı, çingene (17. yy), berduş, sanatçı (19. yy) < öz Bohême Bohemya, Orta Avrupa'da bir ülke |
|
bok |
<< ETü bok 1. küf, pas, 2. (Oğuzca) dışkı |
|