burgacık |
<< TTü burgaşık < TTü burgaş- burulmak, kıvrılmak +Uk |
|
burgaç |
< TTü bur- +(g)Aç |
|
burgaz |
~ Yun/EYun pýrgos πύργος kule, özellikle savunma kulesi, burç |
|
burgu |
< TTü bur- +gU |
|
burjuva |
~ Fr bourgeois şehirli, orta sınıf mensubu < Fr bourg kale, surla çevrili kent ~ Ger *burgs << HAvr *bʰr̥ǵʰ- yüksek yer, kale |
|
burk|mak |
ETü: burkıtmak [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073] ≈ ETü burkıt- buruşturmak < ETü *bur- burmak, bükmek +Ik- → bur- Benzer sözcükler: burkulmak, burkuntu Bu maddeye gönderenler: burgacık 04.10.2017 |
|
burka |
~ Ar burḳaˁ بُرْقَُع [#brḳˁ q.] yüzün tümünü örten peçe |
|
burkan |
~ Ar burkān بركان [#brk] yanardağ, volkan ~ İt volcano / Fr volcan a.a. |
|
burlesk |
~ Fr/İng burlesque kaba güldürü, parodi ~ İt burlesco a.a. < İt burla şaka |
|
burs |
~ Fr bourse 1. para kesesi, 2. bir çırak veya öğrenciye yapılan parasal yardım << OLat bursa para kesesi ~ EYun býrsa βύρσα deri, kese |
|
burun |
<< ETü burun 1. önde olan, çıkıntı, 2. burun |
|