burk|mak |
≈ ETü burkıt- buruşturmak < ETü *bur- burmak, bükmek +Ik- |
|
burka |
~ Ar burḳaˁ بُرْقَُع [#brḳˁ q.] yüzün tümünü örten peçe |
|
burkan |
~ Ar burkān بركان [#brk] yanardağ, volkan ~ İt volcano / Fr volcan a.a. |
|
burlesk |
~ Fr/İng burlesque kaba güldürü, parodi ~ İt burlesco a.a. < İt burla şaka |
|
burs |
~ Fr bourse 1. para kesesi, 2. bir çırak veya öğrenciye yapılan parasal yardım << OLat bursa para kesesi ~ EYun býrsa βύρσα deri, kese |
|
burun |
<< ETü burun 1. önde olan, çıkıntı, 2. burun |
|
buruş|mak |
< ETü buruş- burulmak, bükülmek < ETü *bur- burmak, bükmek +Iş- |
|
buse |
~ Fa būse بوسه [pp.] öpücük (≈ Fa būs بوس öpme, öpüş ) < Fa būsidan بوسدن öpmek +a |
|
business |
~ İng business meşgale, iş güç, işletme < İng busy meşgul |
|
bustrofedon |
~ İng boustrophedon antik epigrafide bir satırı sağdan sola, bir satırı soldan sağa yazılan yazıt ~ EYun boustrophēdón βουστροϕηδόν «öküz dönüşü usulünde», a.a. § EYun boûs βούς öküz + EYun stróphos στρόϕοςύ dönüş |
|
but |
<< ETü būt bacak |
|