cebelleş|mek |
<< TTü cedelleş- < Ar cadal جدل tartışma, çekişme, niza +lAş- |
|
cebellezi |
<? TTü cep |
|
ceberrut |
~ Ar cabarūt جبروت [#cbr] azamet, celal, olağanüstü büyük güç ~ Aram gebarūthā גברות [#gbr] güç, iktidar, yiğitlik, azamet < Aram gəbar גבר üstün olmak, galebe çalmak, güç göstermek |
|
cebin |
~ Ar cabān/cabīn جبين/جبان [#cbn faˁīl sf.] 1. alın, 2. korkak ≈ Ar cabuna جَبْنَ korkuya kapıldı, korkak idi |
|
cebir |
~ Ar cabr جبر [#cbr faˁl msd.] 1. kırık kemiği kaynaştırma, 2. sentez, matematikte cebir, 3. güç, zor, kuvvet, üstünlük < Ar cabara جبر 1. birleştirdi, kaynaştırdı, 2. güç kullandı ≈ Aram gəbar גבר güçlü ve üstün olmak |
|
cedel |
[ Edib Ahmed, Atebet-ül Hakayık, <1250?] ~ Ar cadal جدل [#cdl faˁal ] kavga, niza, (ilimde) münazara, (mantıkta) diyalektik ≈ Ar cadala جدل burdu, doladı, katıştırdı ≈ Aram gədal גְדַל [#gdl] burmak, ip örmek, sarmaştırmak, dolamak 06.04.2015 |
|
cedit |
~ Ar cadīd جديد [#cdd faˁīl sf.] 1. kesik, taze biçilmiş (kumaş veya meyve), 2. yeni < Ar cadda جدّ 1. biçti, 2. keskin idi, canlı ve gayretli idi |
|
cefa |
~ Ar cafāˀ جفاء [#cfw faˁāl msd.] kabalık, eziyet, zahmet < Ar cafā جَفَا kırıcı davrandı |
|
cefakâr |
§ Ar cafāˀ eziyet + Fa kār eden |
|
cehalet |
~ Ar cahāla(t) جهالة [#chl faˁāla(t) msd.] bilmeme, habersiz olma < Ar cahala جهل bilmez idi |
|
cehd |
~ Ar cahd جَهْد [#chd faˁl msd.] gayret etme, çabalama; gayret, çaba < Ar cahada جَهَدَ gayret etti |
|