cedel |
~ Ar cadal جدل [#cdl faˁal ] kavga, niza, (ilimde) münazara, (mantıkta) diyalektik ≈ Ar cadala جدل burdu, doladı, katıştırdı ≈ Aram gədal גְדַל [#gdl] burmak, ip örmek, sarmaştırmak, dolamak |
|
cedit |
~ Ar cadīd جديد [#cdd faˁīl sf.] 1. kesik, taze biçilmiş (kumaş veya meyve), 2. yeni < Ar cadda جدّ 1. biçti, 2. keskin idi, canlı ve gayretli idi |
|
cefa |
~ Ar cafāˀ جفاء [#cfw faˁāl msd.] kabalık, eziyet, zahmet < Ar cafā جَفَا kırıcı davrandı |
|
cefakâr |
§ Ar cafāˀ eziyet + Fa kār eden |
|
cehalet |
~ Ar cahāla(t) جهالة [#chl faˁāla(t) msd.] bilmeme, habersiz olma < Ar cahala جهل bilmez idi |
|
cehd | ||
cehennem |
~ Ar cahannam جهنّم İslam mitolojisinde kıyamette günahkârların gideceği yer ~ Aram gehīnnām/geihīnnām גֵּהִינָּם Yahudi mitolojisinde Allah'ın insanlara gazabının bir simgesi ~ öz (İbr) gei hinnōm גי הנּם Hinnom Vadisi, Kudüs yakınında bir yer |
|
cehl |
~ Ar cahl جَهْل [#chl faˁl msd.] bilmeme, cehalet < Ar cahala جَهَلَ bilmedi |
|
ceket |
~ Fr jaquette [küç.] kısa ceket < Fr jaque bir tür köylü ceketi +et° (≈ İsp jaco a.a. ) ~ Ar şakk شكّ [#şkk] çuval bezi, çul, örme beden zırhı ~ İbr/Aram şaḳḳ שַׁקּ çuval, çul |
|
celadet |
~ Ar calāda(t) جلادة [#cld faˁāla(t) msd.] direnç, dayanıklılık < Ar caluda جَلُدَ direndi, sağlam idi < Ar cild جلد |
|
celal |
~ Ar calāl جلال [#cll faˁāl msd.] ulu ve heybetli olma, azamet, ululuk, yücelik < Ar calla جَلّ ulu idi ≈ Aram gēl, galā גֵּל, דַּלָא höyük, tümsek |
|