dümbük |
≈ Fa tambuk تنبك davul, dümbelek, tulum (çalgı) ≈? TTü tablek/deblek dümbelek |
|
dümdar |
~ Fa dumdār دمدار kuyruklu, kuyruk tutan < Fa/OFa dumb kuyruk |
|
dümen |
~ Ven timón gemi dümeni [İt timone] (Kaynak: LF sf. §650)~ Lat tēmō at arabasının oku (Kaynak: EM sf. 1200) |
|
dün |
<< ETü tün gece |
|
dünür |
<< ETü tüŋür evlilik yoluyla akraba, hısım |
|
dünya |
[ Kutadgu Bilig, 1069] ~ Ar dunyāˀ دُنْياء [#dnw fuˁlāˀ sf. fem.] yeryüzü < Ar adnā أدنَى [kıy.] daha aşağıda veya beride olan < Ar danī [sf.] aşağı, beride → edna Not: Arapça sözcük, denī "aşağı" sıfatının kıyas hali olan ednā "daha aşağı" sözcüğünün dişilidir. “Öte taraf” ile bir karşıtlığı ima etmesi bakımından İslam dini kökenli bir kavramdır. Benzer sözcükler: dünya evi, dünya görüşü, dünya malı, dünyada, dünyalı, dünyalık, dünyevî, yenidünya 24.08.2017 |
|
düo |
~ İt duo (müzikte) ikili << Lat duo iki << HAvr *dwóh₁ (*dwṓ) a.a. |
|
düplikat |
~ Fr duplicate bir belgenin ikinci kopyası ~ Lat duplicata [n. çoğ.] a.a. < Lat duplicatus [pp.] ikiye katlanmış, kopyalanmış < Lat duplicare [den.] ikiye katlamak, ikilemek, kopyalamak +()t° < Lat duplex, duplic- iki kat |
|
dür|mek |
<< ETü tür- top veya rulo yapmak, bohça etmek <<? ETü tevür- döndürmek |
|
dürbün |
~ Fa dūrbīn دوربين uzağı gören § Fa dūr دور uzak + Fa bīn بين gören |
|
dürt|mek |
<< ETü türt- yağ sürmek <? ETü tür- dürmek, toplamak +It- |
|