daksil |
< marka Daksil < TTü daktilo silgisi [abb.] |
|
daktilo |
~ Fr dactylo [abb.] < Fr dactylographe parmakla yazma aygıtı § EYun dáktylos δάκτυλος parmak + EYun graphḗ γραφή yazı |
|
dal |
<< ETü tāl ağaç dalı |
|
dal|mak |
<< ETü tal- 1. çarpılmak, (bir şeye) çarpmak, 2. hastalanmak, özellikle sara veya akıl hastalığına tutulmak, sevdalanmak |
|
dala|mak |
<< OTü tala- (köpek) ısırmak, (ısırgan otu) yakmak |
|
dalak |
ETü: "bir organ" [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073] << ETü talak 1. sevda, melankoli, 2. bir organ, dalak < ETü tal dalak +Ak ≈? ETü tal- 1. çarpılmak, 2. cinnet getirmek, aklını yitirmek (Kaynak: OTWF I.75.) → dal- Not: M. Erdal ETü tal- fiilinden, T. Tekin ("OTWF Üzerine Notlar", 1993) ise eş anlamlı tal adından türetir. Biçimbilimsel açıdan Tekin tatmin edicidir; ancak Erdal'ın işaret ettiği anlam bağı ilgi çekicidir. Karş. İng spleen "1. dalak, 2. melankoli ve cinnet." Fr rate "1. dalak, 2. colère, mauvaise humeur". 26.11.2019 |
|
dalalet |
~ Ar ḍalāla(t) ضلالة [#ḍll faˁāla(t) msd.] yoldan çıkma, azma, sapma, sapkınlık < Ar ḍalla ضَلَّ saptı, yanlış yola gitti |
|
dalaş|mak |
< OTü tala- ısırmak +Iş- |
|
dalga |
<< OTü talkaġ/talkan denizde çırpıntı, dalga < OTü *talka- çırpınmak, çalkalanmak +I(g) < ETü tal- çarpmak, çırpmak |
|
dalgıç |
< TTü dal- +(g)Iç |
|
dalkavuk |
<? TTü dal-/dala- çarpmak, çırpmak |
|