der+ |
~ Fa dar içinde, arasında (edat) < Fa/OFa andar a.a. << HAvr *h₁én-tero-s (*én-tero-s) < HAvr *h₁én (*én) iç (edat) |
|
der|mek |
<< ETü tér- toplamak, bir araya getirmek |
|
der1 |
~ Fa dar در kapı << EFa dvara- a.a. ≈ Ave dvara- a.a. ≈ Sans dvāra a.a. << HAvr *dʰwer- kapı |
|
derbeder |
~ Fa dar ba dar در ب در kapı kapı (dolaşan, dilenen), evsiz barksız, dilenci < Fa dar در kapı |
|
derbent |
~ Fa/OFa darband دربند dağda veya yolda geçit, bariyer, set § Fa/OFa dar در kapı + Fa/OFa band بند bağ, düğüm, set |
|
derbi | ||
derç |
~ Ar darc دَرْج [#drc faˁl msd.] 1. rulo şeklinde yazılı belge, dürüm, 2. yazma, metin içine ekleme, dürme, araya sokma ≈ Ar adraca أدْرَجَ [IV f.] dürdü, rulo yaptı, katladı |
|
derdest |
~ Fa dar dast در دست elde, yakalanmış, tutuklu < Fa dast دست el |
|
dere |
~ Fa dara/darre دره/درّه vadi, iki dağ arasındaki geçit < Fa dar kapı +a (≈ Ave darenā- vadi, yar ) |
|
derece |
~ Ar daraca(t) دَرَجَة [#drc faˁala(t) mr.] adım, eşik, basamak (< Ar daraca دَرَجَ yürüdü, adımladı, ayak bastı ) ≈ Aram dərag, dargā דְרַג [#drg] basamak, merdiven ≈ Akad daraggu patika, yürüme yolu |
|
dereke |
~ Ar daraka(t) دركة [#drk faˁala(t) mr.] merdivenin alt basamağı, bir şeyin dip noktası (≈ İbr derek דרכ yol, patika < İbr dārak דרכ yürüme, ayak basma, adımlama ≈ Aram dārag דרג a.a. ) |
|