derin |
<< ETü teriŋ birikmiş, derin (su) < ETü térin- toplanmak, birikmek +I(g) |
|
deriş|mek |
< TTü der- +Iş- |
|
derivasyon |
~ Fr dérivation < Fr dériver [den.] 1. (nehir) yönünü değiştirmek, başka yöne çevirmek, 2. türetmek +()tion < Lat de+ rivus akarsu, ırmak << HAvr *h₃riHwó-s (*orīwó-s) vadi, dere yatağı < HAvr *h₃rei̯H- (*orei̯-) yarmak |
|
derkâr |
~ Fa dar kār fiilen, gerçekte, pratikte |
|
derkenar |
~ Fa dar kanār در كنار kenarda olan, sayfa kenarı, marj < Fa kanār كنار |
|
derle|mek |
TTü: [ Mehmed Bahaeddin (Toven), Yeni Türkçe Lugat, 1924] < TTü der- dermek, devşirmek +lA- → der- Not: 20. yy'da halk ağızlarından yazı diline aktarılan sözcüklerdendir. Fiil köküne eklenen +lA- ekinin işlevi açık değildir. Belki derili > derli sözcüğünden analoji yoluyla türetildiği düşünülebilir. Benzer sözcükler: derleme, derlenmek, derletmek, derli, derli toplu 23.02.2015 |
|
derma(to)+ |
~ Fr/İng dermato+ [bileşik adlarda] deri ~ EYun dérma, dermat- δέρμα deri, cilt < EYun derō δερω soymak, derisini yüzmek +ma(t) << HAvr *der- a.a. |
|
derman |
~ Fa/OFa darmān درمان ilaç, tedavi, sağaltım ≈ Ave drva- sağlık << HAvr *dʰér-mn̥ iyileşme << HAvr *dʰer-² sağ olmak, sağlamak, sağalmak |
|
dermatoloji |
~ Fr dermatologie deri hastalıkları uzmanlığı |
|
dermeyan |
~ Fa dar miyān ortada, ortaya < Fa miyān orta |
|
dernek |
<< ETü térnek toplantı < ETü térin- derinmek, toplanmak +(g)Ak |
|