dijital |
~ Fr/İng digital tamsayılara ilişkin, sayısal < İng digit 1 ile 10 arası sayıların her biri, rakam +al° ~ Lat digitus işaret parmağı, genelde parmak << HAvr *diǵ- < HAvr *dei̯ḱ- işaret etmek, belirtmek, göstermek |
|
dik |
<< ETü tik dik duran, dikey < ETü *tirik < ETü *tiri- canlı olmak, yaşamak |
|
dik|mek |
<< ETü tik- 1. dik kılmak, 2. dik veya sivri bir şey saplamak, iğne ile dikmek ≈ ETü tirig canlı, dik |
|
diken |
<< ETü tikgen delen şey, diken < ETü tik- sivri bir şey sokmak, saplamak +(g)An |
|
dikey |
< TTü dik +(g)Ay |
|
dikit | ||
dikiz |
~ Roma dikés bak! < Roma dikáva bakmak |
|
dikkat |
~ Ar diḳḳa(t) دقّة [#dḳḳ fiˁla(t) msd.] incelik, ince olma, rafine olma, detaylı olma, kılı kırk yarma, ince eleyip sık dokuma < Ar daḳḳa دَقَّ ufaladı, inceltti |
|
dikotomi |
~ İng dichotomy mantıkta birbirini dışlayan iki seçenek, ikilem ~ EYun diχotomía διχοτοµία ikiye bölme § EYun diχḗ διχή ikiye, ikişer + EYun témnō, tom- τέμνω, τομ- kesmek +ia |
|
diksiyon |
~ Fr diction söyleyiş biçimi, ifade ~ Lat dictio a.a. < Lat dicere söylemek +(t)ion |
|
dikta |
~ Fr diktat buyrultu, zorla kabul ettirilen görüş ~ Alm Diktat a.a. << Lat dictatum bildiri, buyrultu < Lat dictare bildirmek +()t° |
|