dut |
~ Ar tūt توت dut ağacı ve meyvesi, morus indica ~ Aram tūtā תות a.a. |
|
duty-free |
~ İng duty-free gümrükten muaf § İng duty ödenecek şey, ödev, borç, vergi (~ EFr duité a.a. < EFr du borç << Lat dēbitum [pp. n.] a.a. < Lat dēbere borçlu olmak +()t° ) + İng free özgür, muaf |
|
duvak |
<< TTü tuğak/duğak gelinin yüzünü örten perde (Kaynak: Eren sf. 124)< ETü tuġ sancak, alem +Ak |
|
duvar |
~ Fa dīvār/divār ديوار/دوار a.a. << EFa *deγa-vāra- kerpiç duvar § EFa deγa- kerpiç, kil (<< HAvr *dʰei̯ǵʰ- yoğurmak ) + EFa vāra- korumak, etrafını çevirmek (<< HAvr *wer-¹ korumak ) |
|
duy |
~ Fr douille kılıç kını, her türlü mekanik alette kın işlevi gören girinti ~ Ger *dulja- kın |
|
duy|mak |
ETü: [ Irk Bitig, <900] << ETü tuy- hissetmek, anlamak, fark etmek Benzer sözcükler: duyulmak, duyurmak 18.09.2017 |
|
duyarga |
< TTü duy- +ArgA |
|
duyarlık |
< TTü duyar (geniş zaman 3. tekil kişi) +lIk < TTü duy- +()r |
|
duygu |
< TTü duy- +gU |
|
duyu |
< TTü duy- +I(g) |
|
duyum |
< TTü duy- +Im |
|