ekrem |
~ Ar akram أكرم [#krm afˁal kıy.] daha büyük, en büyük < Ar karīm yüce, büyük |
|
ekrü |
~ Fr écru ketenin beyazlatılmadan önceki rengi, açık bej < Fr cru çiğ << Lat crudus çiğ << HAvr *kruh₂-ró-s (*krū-ró-s) < HAvr *krewh₂- (*krew-) çiğ et |
|
eks |
~ İng X 1. iks harfi, çarpı işareti, 2. (tıp argosunda) ölü |
|
eks(o)+ |
~ Fr/İng ex+/exo+ [bileşik adlarda] dış < EYun eksō εξω dış, dışarı |
|
eksantrik |
~ Fr excentrique 1. eş merkezli olmayan (daireler), 2. kural dışı, tuhaf ~ OLat excentricus/eccentricus a.a. < EYun ekkentrikós εκκεντρικός (Ptolemaios coğrafyasında) eş merkezli olmayan dairesel yörünge, aksı merkezde olmayan < EYun ek+ kéntron κέντρον merkez +ik° |
|
ekselans |
[ Ahmed Mithat, <1900] ~ Fr excellence üstün ve yetkin olma, bir saygı unvanı ~ Lat excellentia üstünlük, seçkinlik < Lat excellere üstün olmak, sivrilmek +entia < Lat e(x)+ cellere, cels- yükselmek, çıkmak << HAvr *kelH- (*kel-) yüksek olmak, çıkmak, yükselti, tepe Not: Aynı HAvr kökünden Lat columna "sütun", culmen "zirve", İng hill "tepe". 10.12.2015 |
|
eksen |
~ Yun ákson άξων mihver, dingil << EYun áksōn άξων a.a. |
|
ekser1 |
~ Ar akṯar أكثر [#ks̠r afˁal kıy.] daha çok, en çok < Ar kaṯīr كثير çok |
|
ekser2 |
~ ? |
|
ekserhane |
~ Yun éksarχos ἔξαρχος önder, Ortodoks kilisesinde özerk dini önder < EYun eksárχeō ἐξάρχεω gütmek, önderlik etmek < EYun ek+ árχō/arχeúō άρχω önde olmak, önder olmak |
|
eksfoliant |
~ İng exfoliant cildin ölü katmanını soymak için kullanılan madde veya yöntem < Lat exfoliare [den.] yaprak döktürmek +ent° < Lat e(x)+ folium yaprak |
|