ekspres |
~ Fr expresse hızlı, direkt, özellikle hızlı tren ~ İng express a.a. ~ Lat expressus [pp.] açık, net, belli bir amaca yönelik < Lat exprimere (sıkıp) özünü çıkarmak, dışa vurmak, ifade etmek +(t)° < Lat e(x)+ premere, press- basmak, sıkmak |
|
ekspresyon |
~ Fr expression ifade, deyim < Lat exprimere ifade etmek +(t)ion |
|
ekstaz |
~ Fr ecstase kendinden geçme, vecd, trans ~ EYun ékstasis έξτασις 1. yer veya durum değiştirme, 2. a.a. < EYun eksístēmi, eksta- εξίστημι, εξτα- 1. yer veya durum değiştirmek, 2. bilincini yitirmek +sis < EYun ek+ ʰístēmi, stā- ἵ̔στημι, στα- durmak |
|
ekstazi |
~ İng ecstasy 1. vecd hali, 2. psikoaktif bir ilaç, methamphetamine ~ EYun ékstasis ἔκστασις aklını kaybetme, akıl dışına çıkma, vecd < EYun eksitēmi ἐξιστήμι «dışta durmak» +sis < EYun ek+ ʰistēmi, stā- durmak |
|
ekstra |
~ Fr/İng extra [abb.] < Fr/İng extraordinaire/extraordinary sıradışı, olağandışı § Lat extra dışarı, dışarıda, dışında (<< HAvr *h₁eǵʰs-tero- (*eǵʰs-tero-) dış ) + Lat ordo, ordin- düzen |
|
ekstradisyon | ||
ekstrapolasyon |
~ İng extrapolation 1. bir metin içinden bir parçayı çıkarma, 2. (mantık ve matematikte) bilinen bir diziden hareketle dizinin bilinmeyen ögelerini çıkarsama < İng interpolation metin içine parça ekleme < Lat interpolare içine katmak, donatmak +(t)ion |
|
ekstre |
~ Fr extrait [pp.] damıtılmış bitki özü veya kimyasal madde < Fr extraire özünü çıkarmak, sıkarak suyunu almak << Lat extrahere sökmek, çıkarmak < Lat e(x)+ trahere, tract- çekmek, sürmek, sürüklemek |
|
ekstrem |
~ Fr extrême aşırı, uç ~ Lat extremus [sup.] en dış, en dışarıda < Lat exter dış +im° |
|
ekstrüzyon |
~ Fr extrusion yüksek basınç altında püskürtme < Lat extrudere püskürtmek +(t)ion < Lat e(x)+ trudere, trus- itmek << HAvr *trewd- a.a. |
|
ekşi |
<< ETü ekşig ekşi, asitli < ETü *ekşi- +I(g) |
|