ekstaz |
~ Fr ecstase kendinden geçme, vecd, trans ~ EYun ékstasis έξτασις 1. yer veya durum değiştirme, 2. a.a. < EYun eksístēmi, eksta- εξίστημι, εξτα- 1. yer veya durum değiştirmek, 2. bilincini yitirmek +sis < EYun ek+ ʰístēmi, stā- ἵ̔στημι, στα- durmak |
|
ekstazi |
~ İng ecstasy 1. vecd hali, 2. psikoaktif bir ilaç, methamphetamine ~ EYun ékstasis ἔκστασις aklını kaybetme, akıl dışına çıkma, vecd < EYun eksitēmi ἐξιστήμι «dışta durmak» +sis < EYun ek+ ʰistēmi, stā- durmak |
|
ekstra |
~ Fr/İng extra [abb.] < Fr/İng extraordinaire/extraordinary sıradışı, olağandışı § Lat extra dışarı, dışarıda, dışında (<< HAvr *h₁eǵʰs-tero- (*eǵʰs-tero-) dış ) + Lat ordo, ordin- düzen |
|
ekstradisyon |
~ Fr/İng extradition sınırdışı etme < Lat e(x)+ tradere teslim etme +(t)ion < Lat trans+ dare vermek |
|
ekstrapolasyon |
~ İng extrapolation 1. bir metin içinden bir parçayı çıkarma, 2. (mantık ve matematikte) bilinen bir diziden hareketle dizinin bilinmeyen ögelerini çıkarsama < İng interpolation metin içine parça ekleme < Lat interpolare içine katmak, donatmak +(t)ion |
|
ekstre |
"damıtık, özüt" [ Cumhuriyet - gazete, 1946] ~ Fr extrait [pp.] damıtılmış bitki özü veya kimyasal madde < Fr extraire özünü çıkarmak, sıkarak suyunu almak << Lat extrahere sökmek, çıkarmak < Lat e(x)+ trahere, tract- çekmek, sürmek, sürüklemek → traktör Not: "Hesap özeti" anlamında ekstre, "özüt" anlamında bazen İngilizceden alınma ekstrakt kullanılır. Benzer sözcükler: ekstrakt 14.11.2019 |
|
ekstrem |
~ Fr extrême aşırı, uç ~ Lat extremus [sup.] en dış, en dışarıda < Lat exter dış +im° |
|
ekstrüzyon |
~ Fr extrusion yüksek basınç altında püskürtme < Lat extrudere püskürtmek +(t)ion < Lat e(x)+ trudere, trus- itmek << HAvr *trewd- a.a. |
|
ekşi |
<< ETü ekşig ekşi, asitli < ETü *ekşi- +I(g) |
|
ekşimik |
< TTü ekşi- +mUk |
|
ekt(o)+ |
~ Fr/İng ecto+ [bileşik adlarda] dış < EYun ektós εκτός bir şeye oranla dışta olan < EYun ék έκ dış (edat) << HAvr *h₁eǵʰs (*eǵʰs) a.a. |
|