elyaf |
~ Ar alyāf ألياف [#lyf afˁāl çoğ.] lifler < Ar līf ليف [t.] |
|
elzem |
~ Ar alzam ألزم [#lzm afˁal kıy.] daha gerekli, en gerekli < Ar lāzim لازم |
|
em |
<< ETü em ilaç |
|
em|mek |
<< ETü em- emmek |
|
emanet |
~ Ar amāna(t) أمانة [#Amn faˁāla(t) msd.] 1. güvenme, inanma, 2. güvene dayalı olarak verilen şey veya görev < Ar amana أمن güvendi, inandı ≈ İbr amānah אמָנָה güvenme, inanma |
|
emansipe |
[ Hüseyin Rahmi Gürpınar, Mürebbiye, 1898] ~ Fr émanciper azat etmek veya edilmek, özgürleşmek ~ Lat emancipare [den.] (mülk) elden çıkarmak, (köle) azat etmek < Lat e(x)+ manceps, mancip- mal sahibi (§ Lat manus el + Lat capsa alan, alıcı ) → manüel Benzer sözcükler: emansipasyon 29.09.2017 |
|
emare |
~ Ar amāra(t) أمارة [#Amr faˁāla(t) mr.] söz, belirli anlamı olan şey, belirti < Ar amara أمر söyledi, buyurdu |
|
emaye |
~ Fr émaillé [pp.] sırlı, sırlanmış < Fr émailler [den.] sırlamak +é < Fr émail sır << EFr esmail < Ger *smeltan metal eritmek << HAvr *(s)mel- eritmek, metal eritmek |
|
embesil |
~ Fr imbécile zekâ özürlü ~ Lat imbecillus sakat, topal |
|
emboli |
~ Fr embolie damar tıkanması < EYun embolḗ εμβολή [dev.] araya girme, kesinti +ia < EYun en+ bállō βάλλω, βολ- atmak |
|
embriyon |
~ Fr embryon cenin ~ EYun émbryon έμβρυον yavru, hamile olunan şey < EYun en+ brýō βρύω şişmek, kabarmak, gebe olmak |
|