engerek |
~ Yun enχeláki εγχελάκι [küç.] yılancık < EYun énχelys έγχελυς yılan balığı, yılan ~ HAvr *h₂engʷʰ- (*engʷʰ-) a.a. |
|
engin |
< TTü en- inmek, alçalmak, çukur olmak +gIn |
|
enginar |
~ Yun ankinára αγκινάρα enginar, cynara scolymus << EYun kinára/kynára κινάρα/κυνάρα yaban enginarı, cynara cardunculus ≈ Fa kangar a.a. |
|
+engiz |
~ Fa angīz أنگيز harekete getiren, tahrik eden, uyandıran, koparan < Fa angīχtan, angīz- أنگيختن, أنگيز sallamak, depretmek, tahrik etmek << OFa han-vēχtan a.a. ≈ Ave hem+ vaeg-, vaeç- sallanmak, sarkmak |
|
engizisyon |
~ Fr inquisition 1. soruşturma, 2. Katolik kilisesinde soruşturma kurumu ~ Lat inquisitio a.a. < Lat inquirere soruşturmak, sorgulamak +(t)ion < Lat in+1 quaerere, quaest- sormak |
|
enik | ||
enikonu |
<< TTü enüp konup inerek ve durarak |
|
enişte |
~? Fa anguşte أنگشته zengin çiftçi, kodaman <? Fa anguşt أنگشت parmak |
|
enjeksiyon |
~ Fr injection zerketme < Lat iniicere «içine atmak», zerketmek +(t)ion < Lat in+1 iacere, iact- atmak |
|
enkarnasyon |
~ Fr incarnation vücut bulma, ete bürünme ~ Lat incarnatio [den.] a.a. < Lat in+1 caro, carn- et +(t)ion |
|
enkaz |
~ Ar anḳāḍ أنقاض [#nḳḍ afˁāl çoğ.] yıkıntılar, harabat < Ar nuḳḍ نقض [t.] yıkım, yıkıntı |
|