enosis |
~ Yun enōsis ενώσις birlik, birleşme < Yun éna ένα bir +sis << EYun eîs, ʰén a.a. << HAvr *ói̯-no-s a.a. |
|
ensar |
~ Ar anṣār أنصار [#nṣr afˁāl çoğ.] yardımcılar, izleyiciler, özellikle Hz. Muhammed'e Medine'de yardımcı olanlar < Ar nāṣir ناصر [fāˁil t.] yardımcı < Ar naṣara نصر yardım etti |
|
ense |
<< OTü eŋse boynun arka tarafı |
|
ensest |
~ Fr inceste gayrımeşru cinsel ilişki (özellikle aile içi) ~ Lat incestus yasak, haram, sınırı aşan < Lat in+2 castus [pp.] dini kurallara uygun, temiz, bakir |
|
enstalasyon |
~ Fr/İng installation 1. (makam veya mevkiye) atama, 2. (sistem veya mekanizma) kurma < OLat installare atamak +(t)ion < Ger *stalljan koymak, dikmek << HAvr *stol-nó-s < HAvr *stel- koymak, dikmek |
|
enstantane |
[ Ahmed Mithat, <1900] ~ Fr instantané anlık, göz açıp kapayıncaya kadar olan < Fr instant an ~ Lat instans elde olan, hazır, şimdiki < Lat instāre durmak, varolmak, hazır olmak +ent° < Lat in+1 stāre, stat- durmak → istasyon 01.10.2017 |
|
enstitü |
~ Fr institut araştırma kurumu ~ Lat institutus [pp.] kurulmuş olan şey, kurum < Lat instituere dikmek, kurmak +()t° < Lat in+1 statuere, statut- durdurmak, dikmek, kurmak < Lat status durum, duruş |
|
enstrüman |
~ Fr instrument 1. araç, alet, 2. müzikte çalgı ~ Lat instrumentum a.a. < Lat instruere, struct- kurmak, oluşturmak, donatmak, teçhiz etmek +ment° < Lat in+1 struere, struct- yığmak, dikmek, inşa etmek |
|
entansif |
~ Fr intensif yoğun < Lat intendere germek, zorlamak, abartmak +(t)iv° |
|
entari |
< ? |
|
entbent |
~ Fa and ū band اند و بند düğüm düğüm, boğum boğum |
|