epifani |
~ Fr épiphanie / İng epiphany 1. İsa'nın üç krallara görünmesi hadisesi ve bu hadiseyi kutlayan yortu, 6 Ocak, 2. manevi aydınlanma ~ EYun epiphaneia επιφανεία zuhur, aydınlanma, özellikle bir tanrının insanlara görünmesi < EYun epiphaínō επιφαίνω birden görünme, aydınlanma, zuhur etme +ia < EYun epi+ phaínō φαίνω ışımak, aydınlanmak |
|
epigrafi |
~ Fr épigraphie yazıtlara ilişkin uzmanlık dalı ~ EYun epigraphḗ επιγραφή son-yazı, mezar yazıtı |
|
epigram |
~ Fr épigramme mezar veya anıt yazıtı, kısa ve özlü manzume ~ EYun epígramma ἐπίγραµµα yazıt < EYun epigráphō ἐπιγράϕω üzerine-yazmak +ma(t) < EYun epi+ gráphō γράϕω yazmak |
|
epik |
~ Fr épique destansı, destan tarzında ~ EYun epikós επικός < EYun épos έπος destan +ik° |
|
epikriz |
~ Alm Epikrise «ard-değerlendirme», tıpta hastalığın seyrine dair rapor § EYun épi έπι art, peş (edat) + EYun krísis κρίσις yargı, hüküm < EYun krínō κρίνω ayırmak, yargılamak +sis |
|
epilasyon | ||
epilepsi |
~ Fr epilepsie sara hastalığı ~ Lat epilepsia a.a. ~ EYun epilepsía επιλεψία a.a. < EYun epilambánō επιλαμβάνω, επιλεπ- tutulmak, kriz gelmek +ia < EYun epi+ lambánō, lep- λαμβάνω, λεπ- almak, tutmak |
|
epilog |
~ Fr épilogue son söz ~ EYun epílogos επίλογος a.a. < EYun epi+ lógos λόγος söz |
|
epistemoloji |
~ Fr épistemologie bilginin anlam ve özelliklerini inceleyen felsefe dalı < EYun epistēmē επιστήμη zihinsel hakimiyet, bilgi < EYun epístāmai επίσταμαι bir şeye veya konuya hakim olmak, bilmek < EYun epi+ ʰístēmi, stā- ἵστημι, στα- durmak |
|
epitel |
~ Fr epithélium 1. meme başı dokusu, 2. iç organları ve ağız iç yüzeyini örten doku, zar ~ EYun epithḗlion επιθήλιον meme başı üstü < EYun epi+ thḗlē θήλη meme başı +ion ≈ EYun tháō θάω süt emmek |
|
epitet |
~ Fr epithète / İng epithet lakap, biyolojik taksonomide tür belirten ad ~ EYun epítheton ἐπίθετον [n.] lakap < EYun epíthetos ἐπίθετος [pp.] üstüne-konan ~ EYun epi+ títhemi, the- τίθεμι, θε- koymak +t° |
|