fıkıh |
~ Ar fiḳh فقه [#fḳh fiˁl ] 1. teşrih etme, kavrama, ilim, 2. islami hukuk ilmi ~ İbr pāḳaḥ פָּקַח [#pḳḥ] yarma, açma (göz açma, çiçek açma) |
|
fıkır |
: onom kaynama sesi |
|
fıkra |
~ Ar fiḳra(t) فقرة [#fḳr fiˁla(t) mr.] 1. omur, vertebra, 2. kasidenin baş beyti < Ar faḳara فقر oydu, çukur açtı |
|
fıldır |
: onom hız ve telaşla dönme sesi |
|
fındık |
~ Ar bunduḳ/funduḳ بندق/فندق fındık ~ EYun pontikón kárion ποντικόν (κάριον) «Karadeniz cevizi», fındık (Kaynak: LS sf. 1448.)< EYun póntos πόντος deniz, özellikle Karadeniz |
|
fır |
: onom yel sesi, dönme sesi |
|
fırça |
~ Yun vrútsa/vúrtsa βούρτσα fırça ~ OLat bruscia sert ve dikenli çalılık, fırça < Lat bruscus funda çalısı ~ Kelt |
|
fırıldak |
< onom fırıl dönme sesi |
|
fırın |
~ Ar furn فرن [#frn] ekmek veya yemek fırını (~ OYun foûrnos φοῦρνος a.a. (Kaynak: DuCG sf. 2:1698)) ~ Lat fornus/furnus a.a. (Kaynak: EM sf. 441)<< HAvr *gʷʰr̥-nó-s < HAvr *gʷʰer- (ateş veya közle) ısıtmak |
|
fırka |
~ Ar firḳa(t) فرقة [#frḳ fiˁla(t) mr.] ayrışan insan grubu, bölük, hizip, fraksiyon < Ar faraḳa فَرَقَ ayırdı |
|
fırkateyn |
~ İt fregatone [büy.] bahriyede fregata'dan büyük bir tür gemi < İt fregata bir tür üç direkli ve hızlı savaş gemisi, firkete +on |
|