fanfar |
~ Fr fanfare gürültülü bando müziği < Fr fanfaronnade şatafat, pahalı ve gürültülü gösteriş < İsp fanfarrón şatafat meraklısı, gösterişçi kimse ~ Ar farfara(t) فرفرة [msd.] (hayvan, özellikle tavus kuşu) tüylerini kabartma |
|
fanfinfon |
: onom Fransızca konuşma sesi |
|
fangri |
~ Yun fangrí φαγγρί mercana benzer bir balık, sparus pagrus << EYun phágros φάγρος 1. bileği taşı, 2. mercan balığı |
|
fani |
~ Ar fāni فانٍ [#fny fāˁil fa.] ölen, ölümlü < Ar fanā فَنِا yok oldu, söndü |
|
fanila |
~ Fr flanelle bir tür yünlü kumaş ~ İng flannel a.a. < Gal gwlân yün << HAvr *h₂wĺ̥h₁-neh₂ (*awlḗ-nā) kürk, hayvan postu (Kaynak: Pokorny sf. 1139.)<< HAvr *h₂welh₁- (*awel-) kürk, hayvan postu (Kaynak: Pokorny sf. 1139.) |
|
fantastik | ||
fantazma |
~ Fr fantasme hayal ~ EYun phántasma φάντασμα görüntü, hayal < EYun phantázomai görünmek +ma(t) |
|
fantezi |
~ Fr fantaisie görüntü, hayal, hayal mahsulü, düş gücü ~ EYun phantasía φαντασία görüntü, hayalât < EYun phaínō φαίνω 1. aydınlanmak, görünmek, 2. aydınlatmak, görünür kılmak << HAvr *bʰn̥h₂-i̯e- (*bʰān-i̯e-) < HAvr *bʰeh₂-² (*bʰā-) parlamak, ışımak, aydınlanmak |
|
fanti |
~ İt fante 1. piyade, 2. iskambilde vale < İsp infante çocuk, oğlan, piyade eri |
|
fantom |
~ Fr fantôme / İng phantom hayalet ~ Lat phantasma a.a. ~ EYun phántasma ϕάντασµα a.a. < EYun phantázō φαντάζω hayal görmek +ma(t) |
|
fanus |
~ Ar fānūs فانوس [#fns] lamba, fener ~ EYun phanós φανός [dev.] a.a. < EYun phaínō φαίνω, φα- aydınlanmak, aydınlatmak |
|