farmason

• Kompakt görünüm
• İzahlı görünüm

~ Ar fāriġ فارغ z [#frġ fāˁil fa.] boşlamış, (dertten ve zahmetten) kurtulmuş, azade < Ar faraġa فَرَغَ zboşalttı, feragat etti, özgür kaldı

~ Ar fāriḳa(t) فارقة z [fem.] ayırt eden (dişil) < Ar fāriḳ فارق z [#frḳ fāˁil fa.] ayırt eden

~ Ar farīḍa(t) فريضة z [#frḍ faˁīlā(t) sf. fem.] farz olan şey, dini ödev < Ar faraḍa فَرَضَ zbelirledi, kural koydu

~ Ar farḳ فرق z [#frḳ faˁl msd.] 1. ayrılma, ayrışma, ayırt etme, 2. ayrım < Ar faraḳa فَرَقَ zayırdı

~ Fr pharmacologie ilaç bilimi < EYun phármakon φάρμακον zilaç

~ Fr farce 1. oyunların sahne aralarına eklenen halk tipi diyalog, 2. kaba güldürü < Fr farcir doldurmak, dolma yapmak << Lat farcire, farct- tıkmak, doldurmak << HAvr *bʰr̥kʷ-i̯e- < HAvr *bʰrekʷ- tıkmak, sıkmak, boğmak, kalabalık etmek

~ Ar farḍ فَرْض z [#frḍ faˁl msd.] 1. kertik, çentik, 2. gerek, gereklilik, dini ve ahlaki zorunluluk, 3. mantıki gereklik, varsayım < Ar faraḍa فَرَضَ z1. kertti, 2. gerektirdi

~ Fr face yüz, cephe << Lat facies a.a.

~ Ar fasāfis فسافس z [#fsfs faˁālil q. çoğ.] haşerat < Ar fisfisa(t) فسفسة z [q. msd.] haşere, böcek, özellikle tahta kurusu

(~ Yun fasaría φασαρία zgürültü, patırtı, kargaşa ) ~ İt fesseria aptallık, geri zekalılık < İt fesso aptal, yarım akıllı << Lat fessus 1. arık, yorgun, bitkin, 2. hasta, bunak