fava |
~ Yun fáva φάβα bakla ~ EYun phába φάβα a.a. |
|
favori |
~ Fr favori 1. tercih edilen, gözde, 2. yanak sakalı, 3. kazanması beklenen yarışmacı ≈ İt favorito tercih edilen, gözde < Lat favor beğenme, alkış < Lat favere tarafını tutmak, desteklemek +or << HAvr *bʰh₂u-eh₁- (*bʰaw-ē-) saymak, saygı göstermek, onurlandırmak |
|
fay |
~ Fr faille 1. hata, eksik, bozukluk, 2. yarık, çatlak, jeolojide yer kabuğu yarığı < Fr faillir eksik veya hatalı olmak, yetmemek << Lat fallere, fals- a.a. |
|
fayans |
~ Fr faïence çömlek üzerine işlenen bir tür sır ve bu yöntemle imal edilen eşya < öz Faenza İtalya'da bir kent |
|
fayda |
~ Ar fāˀida(t) فائدة [#fyd fāˁila(t) fa. fem.] yararlanma, kazanç, ası < Ar fāda فَادَ yararlandı |
|
fayrap | ||
fayton |
~ Fr phaéton kiralık at arabası < öz Phaëton mitolojide Helios'un at arabasını ödünç alıp deviren oğlu |
|
faz |
~ Fr phase evre, özellikle ayın evreleri ~ YLat phasis ayın evresi ~ EYun phásis φάσις ışıma < EYun phaínō, pha- φαίνω, φα- ışımak, aydınlanmak +sis |
|
fazıl |
~ Ar fāḍil فاضل [#fḍl fāˁil fa.] faziletli, seçkin, üstün < Ar faḍala فَضَلَ arttı, aştı, üstün idi |
|
fazilet |
~ Ar faḍīla(t) فضيلة [#fḍl faˁīlā(t) sf. fem.] üstünlük, seçkinlik, erdem < Ar faḍala فَضَلَ arttı, aştı, üstün idi |
|
fazla |
~ Ar faḍla(t) فضلة [#fḍl faˁla(t) mr.] ölçünün üzerinde olan şey, artık, ekstra < Ar faḍala فَضَلَ arttı, aştı, çok oldu, çok geldi, üstün idi |
|