fayans |
~ Fr faïence çömlek üzerine işlenen bir tür sır ve bu yöntemle imal edilen eşya < öz Faenza İtalya'da bir kent |
|
fayda |
~ Ar fāˀida(t) فائدة [#fyd fāˁila(t) fa. fem.] yararlanma, kazanç, ası < Ar fāda فَادَ yararlandı |
|
fayrap |
~ İng fire up «ateşi artır!», buharlı gemilerde hız emri § İng fire ateş (<< Eİng fýr a.a. << Ger *fūri- a.a. << HAvr *péh₂wr̥ (*pā́wr̥) a.a. ) + İng up yukarı hareket bildiren edat |
|
fayton |
~ Fr phaéton kiralık at arabası < öz Phaëton mitolojide Helios'un at arabasını ödünç alıp deviren oğlu |
|
faz |
~ Fr phase evre, özellikle ayın evreleri ~ YLat phasis ayın evresi ~ EYun phásis φάσις ışıma < EYun phaínō, pha- φαίνω, φα- ışımak, aydınlanmak +sis |
|
fazıl |
[ Nasırüddin Rabguzi, Kısasü'l-Enbiya, 1310] ~ Ar fāḍil فاضل [#fḍl fāˁil fa.] faziletli, seçkin, üstün < Ar faḍala فَضَلَ arttı, aştı, üstün idi → fazilet Not: Türkçede fazıl ve fadıl biçimleri kullanılır. Benzer sözcükler: fadıl Bu maddeye gönderenler: efdal 13.08.2017 |
|
fazilet |
~ Ar faḍīla(t) فضيلة [#fḍl faˁīlā(t) sf. fem.] üstünlük, seçkinlik, erdem < Ar faḍala فَضَلَ arttı, aştı, üstün idi |
|
fazla |
~ Ar faḍla(t) فضلة [#fḍl faˁla(t) mr.] ölçünün üzerinde olan şey, artık, ekstra < Ar faḍala فَضَلَ arttı, aştı, çok oldu, çok geldi, üstün idi |
|
fe+ |
~ Ar fa ف için, uğruna (edat) |
|
fecaat |
~ Ar facīˁa(t) فجيعة [#fcˁ faˁīlā(t) sf. fem.] acı veren olay, musibet, trajedi |
|
fecayi |
~ Ar facāˀiˁ فجائع [#fcˁ fawāˁil çoğ.] facialar < Ar facīˁa(t) [t.] |
|