gabardin |
~ Fr gabardine bir tür yünlü kumaş << EFr gauvardine/gallevardine eskiden hac yolcularının giydiği bir tür bol pelerin < EYAlm *wallafart hac yolculuğu [mod. wallfahrt] +in° § EYAlm wallōn gezmek, dolanmak + EYAlm fart yol |
|
gabari |
~ Fr gabarit ölçme kalıbı < Ger *garwian kalıplamak, donatmak |
|
gabavet |
~ Ar ġabāwa(t) غباوة [#ġbw faˁāla(t) msd.] farkında olmama, anlayışsızlık < Ar ġabī غبي farkında olmayan, anlayışsız |
|
gabi |
~ Ar ġabī غبي [#ġbw faˁīl sf.] akılsız, anlayışsız, ahmak ≈ Aram ˁabī עבי [#ˁb] kalın ve kaba olmak |
|
gabin |
~ Ar ġabn غَبْن [#ġbn faˁl msd.] aldatma, birinin ahmaklığından istifade etme < Ar ġabana غَبَنَ aldattı ≈ Ar ġabī غبى [#ġbw faˁīl sf.] kavrayışsız, ahmak |
|
gabya |
"gözcü yeri" [ Kahane & Tietze, The Lingua Franca in the Levant, 1694] ~ İt gabbia 1. kafes, 2. gemide direk tepesinde bulunan gözcü kafesi, 3. direğin en tepesindeki yelken << Lat cavea kafes Not: Fr/İng cage "kafes" aynı Latince sözcüğün refleksidir. Ses evrimi için karş. Lat rabies > Fr/İng rage. EM sf. 190. LF sf. §315. 14.01.2015 |
|
gacı |
~ Roma gaci kadın, özellikle Çingene olmayan kadın |
|
gacır |
: onom gacır metalik sürtünme sesi |
|
gaddar |
~ Ar ġaddār غدّار [#ġdr faˁˁāl mesl.] zalim, kıyıcı < Ar ġadara غدر zulmetti, kıydı |
|
gadir |
~ Ar ġadr غدر [#ġdr faˁl msd.] kötülük, zulüm < Ar ġadara غدر zulmetti, kıydı |
|
gadolinyum |
~ YLat gadolinium bir element ☼ (İlk kullanım: 1886 Paul Émile Lecoq de Boisbaudran, Fr. kimyacı.) < öz Johan Gadolin Finlandiyalı mineralojist (1760-1852) +ium |
|