ha |
: ünl uyarı, sorgu, olumlama, teşvik vs. ünlemi |
|
hab |
~ Fa χʷāb خواب uyku ≈ Ave χʷafna a.a. << HAvr *swép-no-s a.a. < HAvr *swep- uyumak |
|
hababam |
<< TTü ha babam de babam zorlayarak ve ricayla iş yaptırmayı ifade eden deyim |
|
habaset |
~ Ar χabāṯa(t) خباثة [#χbs̠ faˁāla(t) msd.] kötü olma, habis olma < Ar χabuṯa خَبُثَ kötü idi |
|
habbe |
~ Ar ḥabba(t) حبّة [#ḥbb faˁla(t) mr.] kabarcık, tane, tohum < Ar ḥabb حبّ a.a. |
|
haber |
[ Kutadgu Bilig, 1069] ~ Ar χabar خَبَر [#χbr faˁal msd.] bilme, bilgi, birinci elden bilinen şey ≈ Ar χabara خَبَرَ denedi, sınadı, bizzat deneyerek öğrendi Benzer sözcükler: haberci, haberleşmek, haberleşme, habersiz, naber Bu maddeye gönderenler: bihaber, haberdar, ihbar (muhbir), ilmühaber, istihbar, muhabere (muhaberat, muhabir) 22.05.2015 |
|
haberdar |
~ Fa χabar-dār خبردار haberli |
|
habip |
~ Ar ḥabīb حبيب [#ḥbb faˁīl sf.] sevgili, dost < Ar ḥabba حَبَّ sevdi |
|
habire |
: ünl ha bre teşvik ünlemi (Rumeli ağzı) |
|
habis |
~ Ar χabīṯ خبيث [#χbs̠ faˁīl sf.] kötü niyetli, kötü huylu < Ar χabuṯa خَبُثَ kötü idi |
|
habitat |
~ İng habitat yaşanılan yer, çevre, ortam ~ Lat habitatus alışıldık, mutat, evcil < Lat habitare [den.] ikamet etmek, alışmak +()t° < Lat habēre, habit- sahip olmak, elde etmek, almak << HAvr *gʰh̥₁bʰ-éh₁-i̯e- (*gʰabʰ-ḗ-i̯e-) < HAvr *gʰeh₁bʰ- (*gʰēbʰ-) almak, vermek |
|