hakeza |
~ Ar ḥā kaḏā حٰكذا işte bunun gibi, böyle |
|
haki |
~ Fa χākī خاكى toprağa ait, toprak gibi < Fa χāk خاك toprak +ī |
|
hakikat |
~ Ar ḥaḳīḳa(t) حقيقة [#ḥḳḳ faˁīlā(t) sf. fem.] gerçek (ad), doğruluk < Ar ḥaḳḳa حقّ doğru idi |
|
hakiki |
~ Ar ḥaḳīḳī حقيقى [#ḥḳḳ] hakikate ait, gerçek (sıfat) < Ar ḥaḳīḳa(t) +ī |
|
hakim1 |
~ Ar ḥākim حاكم [#ḥkm fāˁil fa.] yargılayan, yargıç < Ar ḥakama حَكَمَ yargıladı, hükmetti |
|
hakim2 |
[ Kutadgu Bilig, 1069] ~ Ar ḥakīm حكيم [#ḥkm faˁīl sf.] bilge, alim, filozof, tabip ~ Aram ḥākām חָכָם bilge, alim < Aram ḥakam, ḥakīm חַכַם, חַכִים bilmek, tanımak, alim olmak → hüküm Not: Ar ḥakama fiili "yargılamak" ve "pekiştirmek" anlamlarını taşır. "Kitabi ilimlere hakim olma" anlamı aynı fiilin Aramicede özelleşmiş anlamından Arapçaya alıntıdır. Benzer sözcükler: hakimane, hükema 02.04.2015 |
|
hakipay |
~ Fa χāk-i pāy خاك پاى ayak toprağı, birinin ayağını bastığı toprak |
|
hakir |
~ Ar ḥaḳīr حقير [#ḥḳr faˁīl sf.] aşağı, aşağılık, mütevazı < Ar ḥaḳara حقر aşağıladı |
|
hakkâk |
~ Ar ḥakkāk حكّاك [#ḥkk faˁˁāl mesl.] hakkedici, oymacı, kalemkâr < Ar ḥakka حَكَّ oydu |
|
hakkaniyet |
< Ar ḥaḳḳānī حقّانى [nsb.] hakka ilişkin, adil, doğru +īya(t)2 < Ar ḥaḳḳ حقّ |
|
hakla|mak |
< Ar ḥaḳḳ +lA- |
|