han1 |
~ Fa/OFa χān خان konak, konut |
|
han2 |
<< ETü χaḳan/χaġan/χān hükümdar |
|
hançer |
~ Ar ḥancar حنجر [#ḥncr q.] kısa savunma bıçağı ~ Aram χangərā חנגרא a.a. (≈ Sogd χangar a.a. ) |
|
hançere |
~ Ar ḥancara(t) حنجرة [#ḥncr faˁlala(t) q. msd.] boğazın üst kısmı, gırtlak, veya boğazı kapatan kas (≈ İbr gargeret גרגרת a.a. ≈ Akad gangaritu a.a. ) |
|
handan |
~ Fa χʷandān خوَندان gülen, gülümseyen < Fa χʷandan خوَندن gülmek +ā(n) ≈ OFa χandag gülme |
|
handikap |
"at yarışı terimi" [ Cumhuriyet - gazete, 1930] ~ İng handicap 1. çeşitli atlara şanslarını eşitlemek için farklı ağırlıklar yüklendiği at yarışı türü, 2. oyunda rakibe tanınan avantaj, 3. dezavantaj < İng hand i' cap «el şapkada», eski bir oyun § İng hand el + İng cap külah, şapka 17.08.2017 |
|
handiyse |
< ETü kanda/kayda nerede < ETü kañu ne, hangi +dA |
|
handle |
~ İng handle 1. ele getirmek, idare etmek, 2. sap, tutamak << Ger *handlion ellemek, ele getirmek < Ger *hand- el |
|
hane |
~ Fa χāne خانه 1. ev, konut, 2. Arap rakamlarında basamak << OFa χānag ev |
|
hanedan |
~ Fa χāne-dān خاندان ev, konut |
|
hanefi |
~ Ar ḥanafī حنفي İslam hukukunda Ebu Hanife mezhebi < öz Abū ḥanīfa أبو حنيفة İslam hukukçusu Numan bin Sabit'in künyesi (M 699-767) +ī <? Ar ḥanaf ayağı eğri, ayak parmakları yamuk olup topallayan |
|