harir |
~ Ar ḥarīr حرير [#ḥrr faˁīl sf.] 1. yanan, yanar, 2. ipek < Ar ḥarra حرّ kızdı, yandı |
|
haris |
~ Ar ḥarīṣ حريص [#ḥrṣ faˁīl sf.] arzu eden, hırslı < Ar ḥaraṣa حَرَصَ arzuladı |
|
harita |
~ Yun χártis χάρτης kâğıt, rulo halinde evrak, pafta ≈ İt carta/charta a.a. ~ EYun χártēs χάρτης papirüs, papirüs rulosu |
|
harman |
~ Fa χirman خِرمَن biçilmiş ekini yığma ve bu işin yapıldığı yer, harman yeri |
|
harmandalı |
< TTü χarbendelü «kervancılar», Anadolu'da bir cemaat adı < Fa χarbande خربنده eşekçi, kervancı § Fa χar خر eşek + Fa bande بنده kul, uşak |
|
harmani |
[ anon., Ebâmüslim-nâme terc., <1500] << TTü harvanī kolsuz cübbe, pelerin < ? → harman Not: Harmani ve harmaniye biçimlerine 1945'den önceki hiçbir sözlükte rastlanmaz. Ancak harvani biçimine de Tarama Sözlüğü'ndeki tek örnek dışında tesadüf edilmedi. Benzer sözcükler: harmaniye 03.08.2015 |
|
harp1 |
~ Ar ḥarb حرب [#ḥrb faˁl msd.] savaş, cenk |
|
harp2 |
|
|
harpuşta |
~ Fa χarpuşte خر پشته eşek sırtı § Fa χar خر eşek + Fa puşta پشته sırt |
|
hars |
~ Ar ḥarṯ حرث [#ḥrs̠ faˁl msd.] kültivasyon, tarla sürme, tarım < Ar ḥaraṯa حرث toprağı sürdü, ekip biçti (≈ İbr ḥāraş חָרַשׁ 1. kazmak, hakketmek, 2. toprak sürmek, 3. yazı yazmak ) |
|
hartuç |
~ İt cartoccio / Fr cartouche kartuş, kapsül |
|