hazan1 |
~ Fa χazān خزان sonbahar |
|
hazan2 |
~ İbr/Aram ḥazzān חזן 1. tapınak görevlisi, 2. sinagogda ilahi okumakla görevli kişi, kantor ~ Akad χazannu/χazānu kent yöneticisi |
|
hazar |
~ Ar ḥaḍar حَضَر [#ḥḍr faˁal msd.] 1. meskûn ve ekilip biçilen yer, abadanlık, 2. seferi veya bedevi olmama hali, yerleşiklik < Ar ḥaḍara حَضَرَ meskûn ve yerleşik idi |
|
hazf |
~ Ar ḥaḏf حذف [#ḥḏf faˁl msd.] giderme, eksiltme |
|
hazım |
~ Ar haḍm هَضْم [#hḍm faˁl msd.] sindirim < Ar haḍama هَضَمَ sindirdi |
|
hazır |
"amade" [ anon., Mukaddimetü'l-Edeb terc., y. 1300] ~ Ar ḥāḍir حاضر [#ḥḍr fāˁil fa.] şimdi ve burada olan, huzurda bulunan, mevcut, amade < Ar ḥaḍara حضر hazır idi, huzurda idi → huzur Not: Arapça asli anlamı "şimdi ve burada, present" iken, Türkçede mecazi anlamı ağır basmıştır. Fr prêt (a.a.) sözcüğünde aynı anlam evrimi görülür. ● Ticari deyim olarak hazır giyim 1930'larda, hazır yemek ise 1958'de Tamek konserve reklamları sayesinde yaygınlaşmış görünmektedir. Benzer sözcükler: hazır baş, hazır giyim, hazır kıta, hazır nazır, hazır yemek, hazır yiyici, hazırcevap, hazırlamak, hazırlanmak, hazırlatmak, hazırlık, hazırlık sınıfı, hazırlıksız, hazırlop, hazırol 20.02.2020 |
|
hazin |
~ Ar ḥazīn حزين [#ḥzn faˁīl sf.] hüzünlü, üzücü < Ar ḥazana حزن üzdü |
|
hazine |
~ Ar χazīna(t) خزينة [#χzn faˁīlā(t) sf. fem.] gömü, depo, kıymetli eşya veya para konulan yer ~ OFa ganz/gazn/gazīnag a.a. << EFa gaza/ganza- a.a. |
|
haziran |
~ Ar ḥazīrān حزيران Rumi takvimin dördüncü ayı < ? |
|
hazire |
~ Ar ḥaẓīra(t) حظيرة [#ḥẓr faˁīlā(t) sf. fem.] çit, çitle çevrili yer, ağıl < Ar ḥaẓara حَظَرَ çitle kapattı |
|
hazirun |
~ Ar ḥāḍirūn حاضرون [#ḥḍr çoğ.] hazır olanlar, mecliste bulunanlar < Ar ḥāḍir حاضر [t.] hazır +ūn |
|