ikaz |
~ Ar īḳāẓ ايقاظ [#yḳẓ ifˁāl IV msd.] uyandırma, uyarma < Ar yaḳaẓa يقظ uyandı, uyanık idi |
|
ikbal |
~ Ar iḳbāl إقبال [#ḳbl ifˁāl IV msd.] ilerleme, öne gitme, (mec.) talihi yaver gitme < Ar aḳbala أَقْبَلَ [IV f.] yöneldi, ilerledi, şansı yaver gitti < Ar ḳabala قَبَلَ yöneldi |
|
ikebana |
~ Jap ikebana Japonlara özgü çiçek düzenleme sanatı § Jap ike tanzim, düzenlem + Jap bana çiçek |
|
iken |
<< ETü erken vaktinde, vakitlice, iken |
|
iki |
<< ETü eki/ekki 2 |
|
ikilem |
YTü: [ TDK, Felsefe ve Gramer Terimleri, 1942] → iki Not: Fr dilemme (a.a.) sözcüğünden serbest çağrışım yoluyla türetildiği açıktır. 07.07.2015 |
|
ikindi |
<< ETü ikinti ikinci < ETü iki/éki/ékki iki |
|
ikircik |
<< ETü ikirçgü ikilik, tereddüt < ETü ikiz +gU |
|
ikiz |
<< ETü ékkiz ikiz < ETü ékki iki +Iz |
|
iklim |
~ Ar iḳlīm إقليم [#ḳlm] yeryüzünün bölündüğü yedi kuşağın her biri, diyar, ülke ~ EYun klíma κλίμα 1. eğim, 2. güneş ışınlarının eğimi, iklim kuşağı ☼ (İlk kullanım: Ptolemaios, Yun. coğrafyacı (MS 90-168).) < EYun klínō κλίνω eğimli olmak, yatmak +ma(t) << HAvr *ḱli-n-i̯é- < HAvr *ḱlei̯- a.a. |
|
ikmal |
~ Ar ikmāl إكمال [#kml ifˁāl IV msd.] bütünleme, tamamlama, kemale erdirme < Ar kamala كمل bütün idi, erdi |
|