ilahiyat |
< Ar ilāhī tanrıya dair +āt |
|
ilam |
~ Ar iˁlām إعلام [#ˁlm ifˁāl IV msd.] bildirme, bildiri < Ar aˁlama أَعْلَمَ [IV f.] bildirdi < Ar ˁalama عَلَمَ bildi |
|
ilan |
~ Ar iˁlān إعلان [#ˁln ifˁāl IV msd.] duyurma, açığa çıkarma < Ar ˁalana علن açığa çıktı, aşikâr oldu |
|
ilanihaye |
~ Ar ilā'n-nihāya(t) إلا النهاية sonuna kadar |
|
ilave |
~ Ar ˁilāwa(t) علاوة [#ˁlw fiˁāla(t) msd.] 1. üstüne koyma, artırma, 2. üste konan, ek < Ar ˁalā عَلَا yüksek veya üstün idi |
|
ilçe | ||
ile |
<< ETü birle/bile ile, beraber (edat), ve (bağlaç) < ETü bir |
|
ilek |
<< OTü yilek yemiş, özellikle incir veya incirin erkeği < ETü yé- +AlAk |
|
ilelebet |
~ Ar ilā'l-abad إلا البد ebede kadar, ebediyen |
|
ilen|mek |
<< ETü ilen- ayıplamak, sitem etmek |
|
ilenç |
<< ETü ilenç serzeniş, sitem, lanet < ETü ilen- +(In)ç |
|