inbisat |
~ Ar inbisāṭ إنبساط [#bsṭ infiˁāl VII msd.] genleşme, rahatlama, ferahlama < Ar basaṭa بسط yaydı, açtı |
|
ince |
<< ETü inçge/yinçge ince, narin < ETü *yinç- küçülmek? daralmak? +gA << ETü *ñin(i)ş- |
|
incele|mek |
< TTü ince +lA- |
|
incentive |
~ İng incentive 1. özendirme, teşvik, 2. bir şirket elemanlarına ödül olarak verilen ayni hak veya ödül ~ Lat incentivus coşturan, harekete geçiren, oynatan (müzik) < Lat incinere şarkıya katılmak, eşlik etmek +(t)iv° < Lat in+1 canere, cant- şarkı söylemek |
|
inci |
<< ETü yinçü inci ~ Çin zhēn-zhū 珍珠 «kıymetli cevher», a.a. |
|
incik |
OTü: [ İbni Mühenna, Lugat, <1310] << OTü inçik/yinçik bacağın ince bölümü, ayak bileği < ETü *yinç- daralmak, incelmek +Uk → ince Not: Karş. ETü yini "hayvan bacağı, paça". • İncik boncuk deyimi muhtemelen cincik boncuk biçiminden ses değişimiyle oluşmuştur. 22.07.2015 |
|
incil |
~ Ar incīl إنجيل Kuran'a göre Hıristiyan dininin kutsal kitabı ~ Süry ewangiliyon ܐܘܢܓܠܝܘܢ İsa'nın havarilerince yazılmış hayat hikâyesi ~ EYun euangḗlion ευαγγήλιον 1. iyi haberci, müjdeci, 2. a.a. § EYun eû εῦ iyi, hayırlı + EYun ángēlos άγγηλος elçi, haberci (≈ EYun ángaros/angérios a.a. ~ Akad aggaru kraliyet hizmetkârı, ulak, elçi ) |
|
incin|mek |
<< OTü inçin-/yinçin- küçük düşmek, aşağılanmak ≈ ETü yinçür- boyun eğmek, hizmet etmek < ETü *yinç- inmek? küçülmek? +In- |
|
incir |
~ Fa ancīr أنجير incir ~ OYun angúrion αγγούριον 1. incir, 2. hıyar < OYun ánguros άγγουρος kapçık, bal peteği +ion (Kaynak: DuCG sf. I.9)< EYun ángos άγγος 1. küçük sıvı kabı, kapçık, 2. bal peteği hücresi (Kaynak: LS sf. 7) |
|
inç |
~ İng inch bir uzunluk birimi, fitin onikide biri << Eİng ynce ~ Lat uncia birim, onikide bir < Lat unus bir |
|
ind |
~ Ar ˁind عِنْد [#ˁnd] yan, nezd, taraf, -e göre, -e nazaran (edat) |
|